- gösterim
isim, sinema, tiyatro Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi, projeksiyon
- durum
isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - R. N. Güntekin
- sergi
isim Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer"Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi." - S. F. Abasıyanık
- gösteriş
isim Gösterme işi
- seans
isim Bir işin yapılmasına ayrılan çalışma süresi, oturum"Bütün bunlar görünürde pazarlama taktiği ama aslında bir acındırma, kandırma seansı idi." - Ü. Dökmen
- gösterme, gösterim, sergileme
- göz önüne serme
- göz önüne serme.