- gösterim
isim, sinema, tiyatro Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi, projeksiyon
- gösteri
isim İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun"Uçakların uçuş gösterileri."
- ekran
isim Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
- gösterge
isim Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret"Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir." - İ. O. Anar
- arz
isim Sunma
- arz
isim En, genişlik
- arz
isim Yer, yeryüzü"Büzülüp kaldığım köşede sabahın bir an evvel olmasını, güneşin bir saat evvel arza inmesini bekliyorum." - E. İ. Benice
- gösterme
isim Göstermek işi"Akreditifi açtırmadan ithal edilecek malı karşılık olarak gösterme olanağı yok." - Ç. Altan
- görüntüleme
isim Görüntülemek işi
- görünüm
isim Bir şeyin dıştan bakıldığında görünen biçimi, görünme durumu, görünüş, manzara, zevahir, vizyon"O geniş caddeler bugünkü hazin görünümleriyle nihayet bulurlar. Edebiyatın özlemleri acı bir batkıya uğrar." - S. İleri
- sergi
isim Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer"Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi." - S. F. Abasıyanık
- görüntü
isim Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
- arz etmek
sunmak
- gösteriş
isim Gösterme işi
- göstermek
-i Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek"Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi."
- seçmek
-i Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak"Ben bu kitabı seçtim."
- indikatör
isim, fizik Gösterge
- teşhir etmek
göstermek
- sergilemek
-i Bazı şeyleri göstermek, tanıtmak veya satmak amacıyla herhangi bir biçimde, herkesin görebileceği bir yere yerleştirmek, teşhir etmek"Kadınlar bütün mallarını, vitrin yerine kullandıkları pencerelerde sergiliyorlardı." - A. Ağaoğlu
- vitrin
isim Bir dükkân veya mağazanın dışarıdan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri, sergen"Sarışın bir kız, pastacının vitrinine dikkatle bakıyordu." - P. Safa
- izhar etmek
açığa vurmak, belirtmek, göstermek
- debdebe
isim Görkem"Bir Tanzimat konağının şaşırtıcı debdebesi içinden bu küçük eve düşmüştü." - A. H. Tanpınar
- tantana
isim Görkem"Kerim Ağa epeyce büyük bir tantana ile oğullarından birinin düğününü yapmak üzere idi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- göster
Eskrim, Kılıçta rakibin düşünce ve hamlesini anlamak için kesme hareketi veya kılıç ucu ile dürtüş şeklinde yapılan hareket.
- sergileme
isim Sergilemek işi, teşhir, ekspozisyon
- teşhir
isim Gösterme
- izhar
isim Belirtme, gösterme, açığa vurma
- göz önüne sermek
- göstermek, sergilemek, gösterme, sergileme, gösteri, sergi