-
taş atmak : birine dolaylı olarak iğneleyici, dokunacak bir söz söylemek"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş atıp kolu yorulmamak : bir kazancı hiç yorulmadan sağlamak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş attın da kolun mu yoruldu? : "bu kazancı hiç yorulmadan elde ettin" anlamında kullanılan bir söz"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş çatlasa : bütün olanakların kullanılmış olmasına karşın"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş düşürmek : böbrekte oluşan kum ve taşları vücuttan atmak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş gibi : çok sert, çok katı"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş kesilmek : çok şaşırıp ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilememek, sesini çıkaramaz olmak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş kırdırmak : böbrek taşlarını çeşitli yollarla parçalara ayırarak vücuttan atmak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş koymak : engelleyecek biçimde davranmak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş sürmek : satranç, dama, domino vb. oyunlarda taşlardan birini oynatmak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş taş üstünde bırakmamak : baştan başa yıkıp yerle bir etmek"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş yağar kıyamet koparken : telaşlı ve tehlikeli zamanları anlatan bir söz"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taş yerinde ağırdır : herkesin, her şeyin kendi çevresinde önem taşıdığını anlatan bir söz"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taşa çekmek : bileği taşında kılağılamak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taşa tutmak : üst üste taş atmak, aralıksız taşlamak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taşı gediğine koymak : gerekli bir sözü tam zamanında ve yerinde söyleyerek karşısındaki kimseyi susturmak, zekice davranmak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taşı ölçeyim : kırık, ezik, yara vb. durumlar anlatılırken bir kimsenin vücudu üzerinde yer gösterildiğinde "benden uzak olsun" anlamında söylenen bir söz"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taşı sıksa suyunu çıkarır : "çok güçlü biridir, her zorluğun üstesinden gelir" anlamında kullanılan bir söz"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taşı toprağı altın olmak : arazisi çok değerli olmak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taşın altına elini koymak : elini taşın altına koymak"Kireç taşı. Oltu taşı."
-
taşlar yerine oturmak : her şey yerli yerinde olmak"Kireç taşı. Oltu taşı."