-
karar almak : bir davayı, bir sorunu sonuca bağlamak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karar altına almak : karar vermek, kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karar kılmak : birçok şeyi deneyip birini seçmek"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karar vermek : bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karara bağlamak : bir davayı, bir sorunu çözümlemek, sonuçlandırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karara kalmak : davanın görüşülmesi bitip yargıcın kararını beklemek"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
karara varmak : bir konuda anlaşmak, bir şeyi kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
-
kararında bırakmak : ölçüyü aşmamak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver