-   kalıp gibi oturmak  : giysi, vücuda tam uymak"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıp gibi serilmek  : yorgunluktan upuzun yatmak"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıp gibi uyumak  : kımıldamadan uzun ve derin bir uyku uyumak"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıp kesilmek  : olduğu gibi kalmak"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıba dökmek  : dökmecilikte erimiş madeni kalıbın içine akıtmak"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıba vurmak  : biçimi bozulmuş bir şeyi düzeltmek için kalıba geçirmek"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek)  : ölmek"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıbından utanmamak  : dıştan görüntüsünün verdiği etkiyi hiçe saymak"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıbını basmak  : bir şeyi güvenle doğrulamak"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıbının adamı olmamak  : görünüşünden beklendiği gibi olmamak"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa  
-   kalıptan kalıba girmek  : çıkar sağlamak için her duruma uymak"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." - P. Safa