- şikâyet
isim Hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, sızıltı, yakınma (II), yakıntı"Vali ne yapsa hâkim onu imzalar ve hiçbir şikâyet mevzusu duyulmazmış." - A. Ş. Hisar
- keklik
isim, hayvan bilimi Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix)"Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim" - Ruhsati
- orman tavuğu
isim, hayvan bilimi Orman tavuğugillerden, kuşların özellikle Avrupa ve Asya'da yaşayan siyah tüylü türlerinin ortak adı
- şikâyet etmek
birinin yaptığı yanlış bir iş veya davranışı ilgili makama veya daha üst makamdakine bildirmek"Vali ne yapsa hâkim onu imzalar ve hiçbir şikâyet mevzusu duyulmazmış." - A. Ş. Hisar
- homurdanmak
nsz, -e Öfke, kızgınlık, can sıkıntısıyla anlaşılmaz sesler çıkarmak
- söylenmek
nsz Söyleme işi yapılmak"Asıl söylenecekler hep sonradan anımsanır." - B. Necatigil
- yakınmak
nsz Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak"Kına yakınmak."
- sızlanmak
nsz Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallüm etmek"Yandaki evin gelini geceleri sabahlara kadar, sabahtan da akşama kadar sızlanıyordu." - A. Kutlu
- şikâyet.
- bir tür keklik, orman tavuğu, yakınmak, söylenmek, homurdanmak, dırdır etmek, yakınma, şikâyet, homurdanma