-
eli hafif : sıfat Acıtmadan, tedirgin etmeden iş gören (cerrah, diş hekimi, berber vb.)
-
hafif sanayi : isim Çeşitli tüketim malları üreten sanayi
-
hafif hapis cezası : isim, hukuk Ayrı hücreye kapatılmaksızın çektirilen hapis cezası
-
hafif yollu : sıfat Davranışları ile içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına ters düşen (kadın), hafifmeşrep
-
hafif sıklet : isim, spor Güreşte 68, boks ve halterde 67,5 kilogram olarak belirlenmiş ağırlık, horoz ağırlık, horoz sıklet
-
hafifmeşrep : sıfat Davranışları, içinde bulunduğu toplumun ahlak anlayışına uymayan (kadın), hafif yollu
-
hafif güverte : isim, denizcilik Ana güverteyi güneşten korumak için yapılan özel güverte, tente güvertesi
-
hafif hafif : zarf Yavaş yavaş, ağır ağır"Ayaklarımı hafif hafif sendeleyerek yürüyordum." - A. Gündüz
-
hafif makineli : isim, askerlik Elde taşınabilen mitralyöz
-
hafif rüzgâr : isim, meteoroloji Rüzgâr çizelgesinde hızı 7-10 deniz mili olan ve kuvveti 3 ile gösterilen rüzgâr
-
hafif tertip : zarf Şöyle böyle, biraz, aşırılığa kaçmadan"Belli ki hafif tertip başı duman." - R. H. Karay
-
hafif uyku : isim Derin olmayan, kolayca uyanılabilen uyku
-
uykusu hafif : sıfat Küçük bir sesten hemen uyanan (kimse)"Uykum çok hafiftir." - S. F. Abasıyanık
-
hafif atlatmak : kötü bir durumdan çok az bir zararla kurtulmak
-
hafif gelmek : ağırlığı fazla olmamak
-
hafife almak : küçümsemek, önemsememek