- borç
isim Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
- borçlandırmak
-i Borçlanmasına yol açmak, borçlu duruma getirmek
- bölmek
-i Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek"Bir domates aldı, çakıyla dörde böldü." - N. Cumalı
- zimmet
isim Üstünde olan şey
- zimmetine geçirmek
bir hesabı birinin borcuna eklemek
- Turizm ve Otelcilik, Misafirin otele borçlu olduğu rakamdır.
- zimmet kaydetmek
- birinin zimmetine kaydetmek. debit an account bir hesabı zimmetine kaydetmek. debit balance zimmet bakıyesi. debit a person with a sum
- borç açık zimmet
- debit a sum against a person
- debit a sum to a person bir meblağı bir kimsenin hesabına zimmet olarak kaydetmek.
- deftere kaydedilen borç, açık, zimmet, zimmetine geçirmek