- büyük
sıfat Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı"Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz." - Y. Z. Ortaç
- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- geniş
sıfat Eni çok olan, enli, vâsi"Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu." - P. Safa
- düz
sıfat Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan"Düz tahta."
- düz
isim Düz rakı
- uzak
sıfat Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı"Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." - P. Safa
- yaygın
sıfat Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan"İlişkinin düzmeceliğinden yorulunca kapıyı çarpıp çıkanın, başka birine kaptırıldığı sanısı yaygındır." - T. Uyar
- bol
sıfat İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı"Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." - P. Safa
- bol
isim Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki
- en
isim Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı"Kumaşın eni. Yolun eni. Kâğıdın eni."
- en
isim Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret
- en
zarf Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime"En iyi adamını yollamış buraya." - A. Ümit
- engin
sıfat Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş, çok geniş, vâsi"O engin denize benzersin ki yavaş yavaş coşar ve coşunca da pek hırçın olursun." - A. H. Müftüoğlu
- engin
sıfat Değer ve fiyatı düşük olan"Engin mal."
- tamamen
zarf Bütün olarak, büsbütün, baştan sona"Ulaşım çileleri böylece giderilince köprüyü tamamen unutmuşlardı." - A. Kulin
- iyice
sıfat İyiye yakın"İyice bir ev."
- hoşgörülü
sıfat Hoşgörüsü olan, hoşgörüyle davranan, hoşgörü sahibi, müsamahalı, toleranslı"Neyse ki Salâh Birsel dünyanın en hoşgörülü, en alçak gönüllü sanatçısı..." - S. İleri
- kapsamlı
sıfat Kapsamı olan
- vasi
isim Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta birinin malını yöneten kimse"Garson, para kıymeti bilmediğim için bana karşı bir vasi tavrı takınıyor." - R. N. Güntekin
- ferah
isim Kalp, gönül, iç vb.nin sıkıntısız, tasasız olma durumu"Bugün başım ne kadar dinç, gönlüm ne kadar ferah." - O. C. Kaygılı
- şümullü
sıfat Kapsamlı"Eniştemiz için yemek, tabiat, cemiyet ve medeniyetle rabıtaları olan nazik ve şümullü bir meseleydi." - A. Ş. Hisar
- enli
sıfat Eni büyük olan, geniş"Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu." - C. Uçuk
- açıkta
- açığa
- geniş, geniş bir alanı kaplayan, iyice, tamamen
- uzaklara
- çok yanlış