- hava
isim Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı
- şart
isim Olması başka durumların gerçekleşmesini gerektiren şey, koşul"İster istemez bu şartlara boyun eğecekti." - F. R. Atay
- şart
isim Temel kural belgesi"Paris Şartı."
- durum
isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - R. N. Güntekin
- hava durumu
isim, meteoroloji Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü, hava raporu, hava şartları
- hava şartları
isim Hava durumu
- fırtına
isim, meteoroloji Rüzgâr çizelgesinde hızı 34-40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr"İnce, uzun sapının, çok ağır başını, o kadar yüksekte taşıyabilmesi, fırtınalarda kırılmaması, içindeki aşktandır." -
- kafası dumanlı
sıfat Sarhoş
- hasta
sıfat Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
- ortam
isim Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü"Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor." - A. Ağaoğlu
- atlatmak
-i Atlama işini yaptırmak
- rahatsız
sıfat Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz"Ömer Ağa rahatsız bir gülümseme ile yüzünü biraz daha buruşturdu." - H. S. Tanrıöver
- halletmek
-i Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak"Bir arkadaşa, sinema işlerinden anlayan bir arkadaşa bu konuşmayı anlattığım zaman o muammayı halletti." - N. Hikmet
- geçiştirmek
-i Gereken önemi vermemek, üstünde durmadan başından savmak"Babama yazdığın mektupta eskülabi bir cümle ile geçiştirmişsin. Demek iş yok." - S. Eyuboğlu
- meyil vermek
eğiklik sağlamak"Fazılpaşa Yokuşu'nda akşam olurken, tatlı bir meyille denize uzanan kırmızı damların üzeri kararır." - H. E. Adıvar
- savuşturmak
-i Geçiştirmek, atlatmak"Sevinin şehirdaşlar, bir lüks tehlikesini kolayca savuşturduk." - N. Hikmet
- yalpalamak
nsz Dengesi bozularak bir sağa, bir sola eğilmek"Lodoslu deniz aşağıdaki kıyıyı dövdükçe koca bina derinden derine yalpalardı." - C. Uçuk
- üstesinden gelmek
- hava tesiriyle değişmek
- havaya göstermek
- kötü hava
- rüzgar istikametinden geçmek