-
sinir hastası : isim, ruh bilimi Sinir hastalığına tutulmuş olan, nevropat
-
ağır hasta : isim İyileşmesi güç olan hastalığa yakalanmış kimse"Bir arkadaşım kalbinden ağır hastaydı." - N. Hikmet
-
hasta hakları : isim Sağlık hizmeti verilirken temel insan haklarının güvenceye alınmasını, insan onuru ve bütünlüğünün korunmasını amaçlayan haklar
-
kalp hastası : isim Sürekli kalp rahatsızlığı çeken kimse"Benim hayatımda iz bıraktığı kadar anamın kalp hastası olmasına belki de ölümüne sebep oldu." - B. Felek
-
ruh hastası : isim, tıp (***) Akıl hastalığına tutulmuş kişi
-
hastane : isim Hastalara yatarak veya ayakta tanı, tedavi ve bakım hizmetlerinin hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanları tarafından verildiği sağlık kuruluşu"Babam hastaneye gidip başhekimle görüştü." - A. Kutlu
-
hasta bakıcı : isim Hekimin tedavi ile ilgili buyruklarını yerine getirip hastaya bakan, hemşirelere yardım eden kimse"Hasta bakıcı duvarın önündeki dolaptan bir battaniye çıkarıyor." - A. Ümit
-
hasta kâğıdı : isim Kişinin tedavi olmak amacıyla kurum doktoruna veya hastanede ilgili birime gönderilmesini sağlayan belge
-
akıl hastası : isim Akıl hastalığına tutulmuş kişi
-
hasta etmek : hasta olmasına yol açmak"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
-
hasta ol benim için, öleyim senin için : "kişi kendisi için bir fedakârlıkta bulunan kimseye karşı sırası geldiğinde daha büyük fedakârlıkta bulunur" anlamında kullanılan bir söz"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
-
hasta olmak (veya düşmek) : hastalanmak"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
-
hasta olmayan sağlığın kadrini bilmez : "insanlar sağlığın değerini ancak hastalıkta acı çekip iyileştikten sonra anlarlar" anlamında kullanılan bir söz"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
-
... hastası (olmak) : bir şeye aşırı derecede düşkün (olmak)"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
-
hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir : "ağır bir hastaya bakmak o denli güçtür ki, kimi zaman hasta olmak bundan daha kolay görünür" anlamında kullanılan bir söz"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
-
hastaya döşek sorulmaz : "bir kişiye, onsuz yapamayacağı belli olan bir şeyin gerekli olup olmadığı sorulmaz" anlamında kullanılan bir söz"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı