- bozuk
sıfat Bozulmuş olan"Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu." - T. Buğra
- bozuk
isim, müzik Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz
- çürük
sıfat Çürümüş olan"Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu." - Ö. Seyfettin
- hasta
sıfat Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız"Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." - Y. K. Beyatlı
- hatalı
sıfat Hatası olan, yanlışlığı bulunan"Hatalı yazı. Hatalı davranış."
- geçersiz
sıfat Yürürlükten çıkarılmış, hükümsüz"Bu yasa geçersizdir."
- güçsüz
sıfat Gücü olmayan, âciz
- sağlıksız
sıfat Sağlık durumu iyi olmayan, sağlığı bozuk, sıhhatsiz
- sıhhatsiz
sıfat Sağlıksız
- derme çatma
sıfat Gelişigüzel toplanmış, aralarında uygunluk bulunmayan"Derme çatma eşya."
- sağlam olmayan
- derin olmayan
- gerçeksiz
- güvenilmez