- demir
isim, kimya Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
- sağlam
sıfat Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil"En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." - F. R. Atay
- güç
isim Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor"Zihin gücü. Yaşama gücü."
- güç
sıfat Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı"Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir!" - A. M. Dranas
- kart
sıfat Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı"Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor." - H. E. Adıvar
- kart
isim Düzgün kesilmiş ince karton parçası
- hayvan
isim Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık"İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi." - F. R. Atay
- bedbaht
sıfat Mutsuz, bahtsız, talihsiz"Kocasının akşamcılığından manen ve maddeten bedbahttı." - Y. K. Beyatlı
- sert
sıfat Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı"Sert tahta."
- zor
sıfat Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı"Sabır güzel, faydalı fakat zor şeydir." - B. Felek
- kuvvetli
sıfat Gücü çok olan, zorlu, şiddetli"Güneşin en yüksek, rüzgârın en kuvvetli olduğu an kavga azıyor." - H. E. Adıvar
- kararlı
sıfat Kesin karar vermiş olan"Hatta bu kararlı ve aceleci hâliyle katil suratlı kahveciyi ürkütmeyi başardığı bile söylenebilirdi." - İ. O. Anar
- çetin
sıfat Amaçlanan duruma getirilmesi, elde edilmesi, çözümlenmesi, işlenmesi güç veya engeli çok olan, güç (II), zor, müşkül"Mühendislerin ayakları doğayı yokluyordu, onunla daha çetin bir savaşa hazırlanıyorlardı." - A. Ağaoğlu
- kabadayı
isim Kendine özgü namus kurallarını esas alıp toplum kurallarının dışına çıkarak zorbalık yapan kimse"Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi." - H. E. Adıvar
- külhanbeyi
isim Kendilerine özgü giyinişi olan, argo kullanan, başıboş, haylaz delikanlı, serseri, hayta, külhani"Bu, eski külhanbeyi biçiminde yürüyen kalıplı bir katildi." - K. Korcan
- güçlü
sıfat Gücü olan, kuvvetli, yavuz"Kalın gövdeli, güçlü bir ihtiyardı." - A. Kutlu
- acıklı
sıfat Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun"Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı." - L. Tekin
- ağrılı
sıfat Ağrıyan, ağrısı olan"Ağrılı diş."
- haşin
sıfat Sert, kırıcı, gönül kırıcı"Bu ağlamayacak kadar keskin, sert, haşin çocuk yüzü birdenbire bir yağmur gibi ağlamaya başladı." - S. F. Abasıyanık
- katı
sıfat Sert, yumuşak karşıtı"Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu." - F. R. Atay
- dayanıklı
sıfat Dayanabilen, sağlam, güçlü, mukavim, zorlu, stabil
- çalışkan
sıfat Gayretli, çalışmayı seven, faal"Bundan başka saygılı, temiz ve çalışkan bir kızdı." - H. E. Adıvar
- direşken
sıfat Sebatlı
- kartça
sıfat Gençliği azalmış, yaşı geçkince
- pişkince
sıfat Biraz pişkin
- güçlük
isim Zorluk"Halk için, halkla beraber her güçlüğü yeneceğine inanarak dağlar gibi gürlüyor." - E. C. Güney
- şanssız
sıfat Şansı olmayan
- eğilmez
- belâlı
- kopmaz
- kırılmaz
- pek dayanıklı
- güçlü, dayanıklı,
- güçlük.
- güççe. tough'ly güçlükle. tough'ness dayanıklılık
- külhanbeyi. tough spot çıkmaz. That' tough. Tough luck. Geçmiş olsun. Vah
- uyuşkan olmayan
- vah! Pek yazık. He had the toughest beat in the city. Şehrin en olaylı devriyesi onun üzerindeydi. tough'ish epeyce dayanıklı