- yumuşak
sıfat Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı"Pamuk yumuşaktır."
- ödeme
isim Ödemek işi, tediye"Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde." - Y. Z. Ortaç
- hoş
sıfat Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren"Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı" - Âşık Veysel
- tatlı
sıfat Şeker tadında olan"Tatlı elma. Tatlı nar."
- ince
sıfat Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı"İnce minare. İnce değnek. İnce kitap."
- zayıf
sıfat Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)"Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." - S. M. Alus
- yassı
sıfat Yayvan ve düz"Yassı bir kalpak altında uzun ve sarışın bir yüz, o gün tarihin hatırasına müebbeden aksedip kaldı." - H. S. Tanrıöver
- bağışlamak
-i, -e Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek"Ödünç aldığı parayı bile kendinden daha ihtiyaçlısına bağışlayan ancak bir masal adamıdır, değil mi?" - İ. A. Gövsa
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- ağrılı
sıfat Ağrıyan, ağrısı olan"Ağrılı diş."
- müşfik
sıfat Sevecen"Annem müşfik aferinlerle saçlarımı okşadı." - Ö. Seyfettin
- nazik
sıfat Başkalarına karşı saygılı davranan"Seçilmişlik duygusu insanları birbirine yakınlaştırdığından içeride herkes birbirine karşı son derece nazikti." - E. Şafak
- sevecen
sıfat Acıyarak ve koruyarak seven, şefkatli, müşfik"Kadınlara karşı sevecen ve yumuşak başlısınız." - T. Dursun K
- aheste
sıfat Yavaş, ağır
- narin
sıfat İnce yapılı, yepelek, nazenin"Narin bir kızcağızın yanındaki boş yere sokuldu." - O. C. Kaygılı
- merhametli
sıfat Acıması olan, merhamet eden"Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan olduğunuz bellidir." - O. Rifat
- duyarlı
sıfat Dış etkenlere karşı duyarlığı olan, duygun, hassas"Ordu yürürse sayısını, sırasını seçecek kadar duyarlı kulakları vardı." - N. Araz
- hassas
sıfat Duyum ve duyguları algılayan"Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi." - H. E. Adıvar
- körpe
sıfat Dalından yeni koparılmış, tazeliği üstünde, daha büyümemiş (bitki), kart karşıtı"Körpe fidan."
- ihale
isim, ticaret İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma
- şefkatli
sıfat Sevecen"Fazla şefkatli bir ana baba elinde bin türlü nazla büyüdü." - Y. K. Karaosmanoğlu
- alıngan
sıfat Çabuk gücenen, kırılan"Alıngan olduğu için arkadaşları onunla sık sık bozuşur." - S. Birsel
- cılız
sıfat Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif"Hanın sahibi cılız bir adamdı." - S. F. Abasıyanık
- dikkatli
sıfat Dikkat eden, özen gösteren (kimse)
- dokunaklı
sıfat Etkili, insanın içine işleyen, müessir, patetik"Seni anlıyorum kızım, dedim. Aklıma daha dokunaklı bir söz gelmedi." - M. Ş. Esendal
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- gevrek
sıfat Kolayca kırılıp ufalanan"Bazı taşlar çok gevrek olur."
- sunmak
-i, -e Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, arz etmek, yollamak, göndermek, takdim etmek"Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum." - B. Felek
- teklif
isim Yapması için birinden bir iş isteme
- öneri
isim Bir sorunu çözmek üzere öne sürülen görüş, düşünce, teklif
- sevgi dolu
- fiyat teklifi
- incitmekten çekinir
- kolay incinir
- kolay üzülür
- olgunlaşmamış
- ufak şeyden etkilenir
- yardımcı gemi
- yumuşak yüreklilik
- yumuşak, gevrek, körpe, duyarlı, kolay incinir, hassas, genç, toy, deneyimsiz, sevecen, müşfik, şefkatli, dokununca acıyan, kömür vagonu, teklif, fiyat teklifi, teklif etmek, sunmak