anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

show

Kelimeler > S ile başlayan kelimeler > show nedir ?
show
show, show nedir ,show ne demek
  • belirti

    isim Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane"Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok." - A. Ümit

  • iş

    isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık

  • oyun

    isim Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence"Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."

  • gösteri

    isim İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun"Uçakların uçuş gösterileri."

  • ortaya çıkarmak

    delilleriyle göstermek, ispat etmek"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • ortaya koymak

    herkesin görebileceği yere koymak"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu

  • taklit

    isim Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma"Her memleket başkalarının yeniliklerini taklit ile başladığı intizama kendisinin eskiliklerini tahkik ile nihayet verir." - A. H. Müftüoğlu

  • sergi

    isim Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer"Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi." - S. F. Abasıyanık

  • belli etmek

    açıklamak, iyice görünür ve anlaşılır bir duruma getirmek"Hâlimiz, vaktimiz sizce belli." - H. R. Gürpınar

  • temaşa

    isim Hoşlanarak bakma, seyretme"Benden evvel çoluk çocuk bütün ev halkı hayvanı temaşaya çıkmışlar." - M. Ş. Esendal

  • fırsat

    isim Herhangi bir şey için en uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile, okazyon"Önce istemedim, sonra düşününce bunun evden kurtulmam için bir fırsat olduğunu anladım." - A. Ümit

  • meydana çıkarmak

    açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin

  • kendini göstermek

    beğenilecek niteliklerini ortaya koymak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan

  • program

    isim İzlence"Ne yapacaksa yapmadan kurar hatta programını yanındakilere de söylerdi." - Ö. Seyfettin

  • temsil

    isim Birinin veya bir topluluğun adına davranma

  • görünüş

    isim Görünme işi

  • görünmek

    nsz Görülür duruma gelmek, görülür olmak, gözükmek"Bakarım bakarım sılam görünmez / Ara yerde yıkılası dağlar var" - Karacaoğlan

  • gözükmek

    nsz Görünmek"Bazen hareketleriyle pek makul, bazen âdetleriyle garip ve gülünç gözükürmüş." - A. Ş. Hisar

  • gösteriş

    isim Gösterme işi

  • göstermek

    -i Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek"Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi."

  • anlatmak

    -i, -e Bilgi vermek, izah etmek"Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi." - P. Safa

  • açıklamak

    -i Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek

  • seçmek

    -i Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak"Ben bu kitabı seçtim."

  • azamet

    isim Ululuk, büyüklük

  • bildirmek

    -e Herhangi bir şeyi haber vermek"Babası ile arasındaki bütün mektuplaşmaları bana da bildiriyor." - E. İ. Benice

  • söylemek

    -i Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak"Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim." - R. N. Güntekin

  • belirtmek

    -i Açıklamak, tebarüz ettirmek"Üzüntülerini, kırgınlıklarını dudak büküp susarak belirtir." - N. Cumalı

  • izah etmek

    açıklamak, ayrıntılı bilgi vermek"Bu kızda izahı güç bir garabet var." - P. Safa

  • sergilemek

    -i Bazı şeyleri göstermek, tanıtmak veya satmak amacıyla herhangi bir biçimde, herkesin görebileceği bir yere yerleştirmek, teşhir etmek"Kadınlar bütün mallarını, vitrin yerine kullandıkları pencerelerde sergiliyorlardı." - A. Ağaoğlu

  • saltanat

    isim Bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olması"Bir medeniyetten öbürüne geçerken kaybolan şeylerin yanı başında gerçek saltanatlar da vardır." - H. A. Yücel

  • gezdirmek

    -i Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak"Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi." - O. C. Kaygılı

  • ispat etmek

    kanıtlamak"Benimkinin amcama ait olduğunu ispat için şahitlerim ve vesikalarım vardır." - R. N. Güntekin

  • izhar etmek

    açığa vurmak, belirtmek, göstermek

  • eşlik etmek

    bir solist, bir çalgı veya orkestra ile birlikte müzik icra etmek, refakat etmek

  • revü

    isim Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş, zengin görünümlü sahne gösterisi"Güzel bir kadın, filmlerdeki asker revü kızları gibi bir selam verdi." - S. F. Abasıyanık

  • kanıtlamak

    -i Bir şeyin gerçekliğini kanıtla ortaya koymak, ispat etmek

  • debdebe

    isim Görkem"Bir Tanzimat konağının şaşırtıcı debdebesi içinden bu küçük eve düşmüştü." - A. H. Tanpınar

  • oynamak

    nsz Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak"Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor." - H. R. Gürpınar

  • öğretmek

    -i, -e Bir kimseye bir konuda bilgi ve beceri kazandırmak"Böyle görünmesini öğretmişler, sağlam bir terbiye almış." - R. H. Karay

  • numayiş

    Tiyatro, İran'da halk tiyatrosuna verilen ad.

  • refakat etmek

    beraberinde gitmek, arkadaşlık etmek, eşlik etmek"Nice yıllar devam eden bir refakatin hatırası bundan mı ibaretti?" - A. Ş. Hisar

  • göster

    Eskrim, Kılıçta rakibin düşünce ve hamlesini anlamak için kesme hareketi veya kılıç ucu ile dürtüş şeklinde yapılan hareket.

  • şov

    isim Gösteri

  • sergileme

    isim Sergilemek işi, teşhir, ekspozisyon

  • arzetmek
  • göstermek, görünüş, gösteriş, sergi, teşhir, gösteri, oyun, temsil, şov, fırsat, olanak, iş, girişim
  • göz önüne koymak
  • ihsan etmek
  • içeriye götürmek
  • kapı dışarı etmek
  • show
  • yarışmaya katılmak
  • yarışta üçüncü gelmek
  • yarışta üçüncü yer
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • dermansızlık
  • fundalık
  • haydut gibi
  • yalıçapkını
  • kırlık
  • letarji
  • Osmanlıca
  • enfiye çekmek
  • Türkçe
  • dilencilik etmek

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı