- etek
isim Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik"Sevim'in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı." - R. N. Güntekin
- yatak
isim Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek"Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım." - R. H. Karay
- damar
isim, anatomi Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal"Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu." - P. Safa
- katman
isim Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka
- tabaka
isim, jeoloji Katman"Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor."
- tabaka
isim Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu"Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz." - S. F. Abasıyanık
- dikiş
isim Dikme işi"Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu." - R. H. Karay
- çatlamak
nsz Parçaları ayrılıp dağılmayacak bir biçimde yarılmak"Eğer çay doldururken bardak çatlarsa, üzerlerinde nazar olduğuna hükmeder, gidip bir koşu ateşte tuz çevirirdi." - E. Şafak
- dikmek
-i, -e Bir cismi dik olarak durdurmak"Bir yere direk dikmek."
- kırışık
sıfat Kırışmış olan"Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı." - P. Safa
- kırışıklık
isim Kırışık olma durumu
- armuz
isim, denizcilik Gemilerde güverte ve borda kaplama tahtalarının yan yana gelmeleri sonucu aralarında oluşturdukları çizgi
- derz
isim, mimarlık Duvar taşlarının veya tuğlalarının harçla doldurulup üzerinden mala çekilerek düzeltilen aralığı
- bağlantı yeri
- dikiş yeri
- birbirine dikmek
- yara izi
- dikiş yeri, dikiş, bağlantı yeri, ek yeri, yara izi, kırışıklık, katman, tabaka, damar, dikmek
- iki tahtanın yan yana birleştiği çizgi
- ince maden damarı
- ters ilmekle örgü örmek
- çatlamak.
- üzerine yara izi veya çizgi yapmak