-
bir dikişte : zarf Ara vermeden (içmek)
-
biçki dikiş yurdu : isim Halka açık terzilik mesleğini öğretme ve uygulama yeri, biçki yurdu
-
çift dikiş : isim Birbirlerinden geçen iki sıra düz dikiş
-
çifte dikiş : isim Çift dikiş
-
dikiş iğnesi : isim Dikiş dikmek için özel olarak yapılmış iğne
-
dikiş okuması : isim Çingene kavgalarının en uzun ve en ağza alınmaz tekerlemesine verilen ad
-
özel dikiş : isim Genellikle bir tane dikilen ve özel kesimlere sahip giysi
-
biçki dikiş kursu : isim Terzilik mesleğini öğretmek amacıyla verilen kurs
-
dikiş makinesi : isim Dikiş dikme işlerinde kullanılan, kol veya elektrik gücüyle çalıştırılan alet
-
dikiş payı : isim Kumaş biçerken kumaşın kenarından dikiş yerine kadar bırakılan bölüm
-
tel dikiş : isim Telle yapılan dikiş
-
zikzak dikişi : isim Nakışta ve terzilikte zikzak biçiminde yapılan dikiş
-
dikiş atmak : yarılan veya yırtılan deriyi dikişle bir araya getirip tutturmak"Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu." - R. H. Karay
-
dikiş tutturamamak : bir işte veya bir yerde herhangi bir sebeple uzun süre kalamamak"Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu." - R. H. Karay
-
dikişini almak : dikilmiş yaranın ipliklerini kesip çıkarmak"Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu." - R. H. Karay