- ünlü
sıfat Ün salmış olan, şöhretli, meşhur, şanlı, namlı, namdar, anlı şanlı"Kimsenin üzerinde durmadığı birkaç ünlü kişiden birisi de kesinlikle o idi." - T. Buğra
- ala
sıfat Karışık renkli, çok renkli, alaca"Ala kilim eskimiş."
- burun
isim, anatomi Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
- belli
sıfat Beli olan"Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?" - N. Araz
- belli
sıfat Bilinmedik bir yanı olmayan, malum"Hâlimiz, vaktimiz sizce belli." - H. R. Gürpınar
- mühim
sıfat Önemli"Sivas'tan yükseltilen bu sedanın düşmanlar için ne kadar kuvvetli ve mühim olduğu takdir buyrulur." - Atatürk
- önemli
sıfat Önemi olan, mühim, ehemmiyetli"Benim için ne kadar önemli olduğunu tahmin edebilirsiniz." - T. Buğra
- seçkin
sıfat Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, mümtaz, güzide, mutena"Burası seçkin konukların ağırlandığı yerdi." - İ. O. Anar
- meşhur
sıfat Ünlü, tanınmış, herkesçe bilinen, angın (kimse)"Yeni Park gazinosunda kasabanın meşhur karadut şerbetiyle beraber bir parça da içki içilir." - R. N. Güntekin
- belirgin
sıfat Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih"Sesindeki meydan okuyuş öyle belirgin ki ona iyi davrandığıma pişman olacağım neredeyse." - A. Ümit
- dil
isim Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı"Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki..." - Y. Z. Ortaç
- ehemmiyet
isim Önem"Bu kadarının hiç de ehemmiyeti yoktu." - N. F. Kısakürek
- çıkıntı
isim Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm"Gırtlağının çıkıntısı, hiddetli bir adamın yumruğu gibi titriyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
- tümsek
isim Küçük tepe, tüm (II), tümbek"Sazlarla, kamışlarla örtülü bir tümseği atladım. Kıyıdayım." - O. V. Kanık
- çıkıntılı
sıfat Çıkıntısı olan
- göze çarpan
- önde gelen
- ehemmiyetle
- göze çarpan şey
- ehemmiyetle.
- ileriye fırlamış. prominence şöhret
- çıkık, çıkıntılı, fırlak, belirgin, belli, göze çarpan, ünlü, önemli, seçkin