- kere
isim Kez, yol, defa, sefer"Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" - B. Felek
- kez
isim Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer"İki kez İstanbul'a gittim."
- defa
isim Kez, kere"İlk defa bu fikir, bir fikir olmaktan çıktı." - Y. K. Beyatlı
- durum
isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - R. N. Güntekin
- ihtiyaç
isim Gereksinim"Ama unutmayalım ki tecessüslerimize yön veren ihtiyaçlarımızdır." - C. Meriç
- neden
zarf Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin"Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" - H. Taner
- olay
isim Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka"O olaydan sonra bir daha yalnız kalmamıştık onunla." - N. Cumalı
- sebep
isim Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey"Her medeniyet çöküş sebeplerini kendi içinde taşır." - C. Meriç
- hâl
isim Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet"Herkes hâline göre bir hediye verdi." - H. R. Gürpınar
- ilişki
isim İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas"Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı." - H. E. Adıvar
- fırsat
isim Herhangi bir şey için en uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile, okazyon"Önce istemedim, sonra düşününce bunun evden kurtulmam için bir fırsat olduğunu anladım." - A. Ümit
- ilinti
isim İki şey arasında ilgi, ilişki
- münasebet
isim İlişik, ilişki, ilinti"İzmir'den, ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım." - Atatürk
- vesile
isim Sebep, bahane"Arkadaşlar birer vesile ile dağıldılar ve beni Besim Bey'le yalnız bıraktılar." - M. Ş. Esendal
- gereklik
isim Gerek olma durumu, lüzum, icap, iktiza
- vesile olmak
uygun ortam oluşmak"Arkadaşlar birer vesile ile dağıldılar ve beni Besim Bey'le yalnız bıraktılar." - M. Ş. Esendal
- Iüzum
- elverişli durum
- fırsat vesile sebep
- fırsat, münasebet, vesile, özel olay, önemli gün, neden, uygun zaman, sıra, durum, hal, gerek, lüzum, ihtiyaç, icap