- madde
isim Duyularla algılanabilen nesne
- öz
isim, felsefe Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı"Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti." - H. Taner
- öz
sıfat Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan"Size öz evladım gibi davranacağım." - A. Kulin
- öz
isim Dere, çay
- iş
isim Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma"İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir." - S. F. Abasıyanık
- konu
isim Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje"Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım bazen." - Y. Z. Ortaç
- neden
zarf Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin"Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" - H. Taner
- sebep
isim Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey"Her medeniyet çöküş sebeplerini kendi içinde taşır." - C. Meriç
- müsvedde
isim Yazı taslağı, karalama"Sende başka âşıkane müsvedde varsa bana ver." - H. R. Gürpınar
- dava
isim, hukuk Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
- fark
isim Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, ayrım, nüans"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
- cevher
isim Bir şeyin özü, maya, gevher"Şu kuvvetin, cevherin sırrını öğrenmek için soruyorum." - S. F. Abasıyanık
- vesile
isim Sebep, bahane"Arkadaşlar birer vesile ile dağıldılar ve beni Besim Bey'le yalnız bıraktılar." - M. Ş. Esendal
- şey
isim Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz"İnsan bir şeyin değerini ondan yoksun kalınca anlıyor." - Halikarnas Balıkçısı
- malzeme
isim Gereç"Kullanılacak tüm malzemeleri denetleyip her gelişmeden anında haberdar edilmek istiyordu." - E. Şafak
- macera
isim Baştan geçen ilginç olay veya olaylar zinciri, serüven, sergüzeşt, avantür"Türk şiirinin ve Türk musikisinin bir gurbet macerası olduğunu bilirdim." - A. H. Tanpınar
- mesele
isim Sorun"Gazeteler vakit vakit bir meseleyi öne sürerler." - N. Hikmet
- cisim
isim Doğada element, bileşik veya bunların karışımları hâlinde bulunan, kütlesi ve ağırlığı olan, duyularla algılanabilen şey
- sorun
isim Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem"Türkiye'ye gölge oyununun ne zaman ve nasıl girdiği sorunu üzerine çeşitli yorumlar bulunmaktadır." - M. And
- önem
isim Bir şeyin nitelik veya nicelik bakımından değeri olma durumu, ehemmiyet"Karacaoğlan'ı okudukça deyişin önemini daha iyi anlarız." - N. Ataç
- husus
isim Konu, madde"Mallarımın idaresi hususunda kendisinden hiçbir yardım esirgemiyorlar." - E. E. Talu
- içerik
isim Bir şeyin içinde bulunanların bütünü, muhteva, mazruf"Eğitimin yalnız yöntemlerini değil, içeriğini de gözden geçirmek, düzeltmek gerekmektedir."
- özdek
isim İş yerlerinde eşya ve malzeme işleriyle ilgilenen bölüm, ayniyat
- irin
isim Organizmanın herhangi bir yerinde iltihaplanma sonunda ölmüş hücre artıklarından ve bozulmuş akyuvarlardan oluşan, mikroplu veya mikropsuz, genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı, cerahat
- maslahat
isim İş, önemli iş, mesele
- cerahat
isim İrin
- iltihap
isim, tıp (***) Yangı
- baskıya hazır hurufat
- dizilecek metin
- ehemmiyeti olmak
- posta maddesi
- yaklaşık miktar
- önem taşımak
- önemi olmak
- önemli olmak