-
sayı farkı : isim, spor Futbol vb. karşılaşmalarda bir takımın elde ettiği sayıların, karşı takımın elde ettiklerine oranlanmasıyla bulunan sayı, averaj
-
saat farkı : isim Dünya'nın dönüşünden ve meridyen farklılığından oluşan zaman aralığı
-
toplumsal fark : isim, toplum bilimi Toplumsal katmanlarıyla ortaya çıkan değişik özellik"Kimi eserlerinde toplumsal farklardan kaynaklanmış insan acılarını yansıtıyordu." - S. İleri
-
ortak fark : isim, matematik Bir aritmetik dizide bir ögeyi elde etmek için ondan öncekine katılan sayı
-
potansiyel farkı : isim, fizik Gerilim
-
fark atmak : ileri gitmek, çok üstün gelmek"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
-
fark etmek : görmek, seçmek"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
-
fark etmez : "önemi yok, etkisi olmaz, değişmez" anlamında kullanılan bir söz"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
-
fark gözetmek : ayrı tutmak"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
-
fark olunmak : seçilip ayırt edilmek"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
-
fark yapmak : üstünlük sağlamak"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
-
farkına varmak : gözüne çarpmak, fark etmek, anlamak"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
-
farkında olmak : görülmesi veya bilinmesi gereken şeylerden haberi bulunmak, kavranması gereken bir şeye dikkat etmek"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel