- hava
isim Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı
- yol
isim Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
- töre
isim Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, âdet"Töre anlayışları bu bilinçlilikleriyle pekişmiştir." - N. Cumalı
- biçem
isim, edebiyat Üslup"Bu küçük köy evini, nasıl bana benzeyen bir biçemde döşedim!" - N. Meriç
- biçim
isim Biçme işi"Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." - Ö. Seyfettin
- biçim
isim Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl"İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." - S. Birsel
- hâl
isim Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet"Herkes hâline göre bir hediye verdi." - H. R. Gürpınar
- görgü
isim Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye"İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor." - O. C. Kaygılı
- davranış
isim Davranma işi, tutum, davranım, muamele, hareket"Burada hükûmet çevrelerinin de övgüye değer davranışını belirtmek gerekir." - M. And
- şekil
isim Biçim
- stil
isim Üslup, biçem
- ton
isim Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı
- ton
isim, müzik İnsan veya çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi
- üslup
isim Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz"Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir." - A. Ş. Hisar
- metot
isim Yöntem"Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur." - A. Erhat
- usul
isim Kökler, asıllar
- usul
isim Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz"Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu." - H. Taner
- usul
zarf Alçak sesle"Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler" - Karacaoğlan
- eda
isim Davranış, tavır"Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum." - İ. A. Gövsa
- tavır
isim Durum, vaziyet (I), hâl"Bu libaslar altında ikisinin de yürümeleri, tavırları değişmişti." - A. H. Müftüoğlu
- suret
isim Görünüş, biçim"İnsan suretinde bir ağaç."
- adet
isim, matematik Sayı"İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor." - N. Hikmet
- tarz
isim Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr"Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı?" - A. M. Dranas
- tutum
isim Tutulan yol, tavır"Dil bir bakış, görmede bir tutum, belli bir algılama biçimidir." - N. Uygur
- gelenek
isim, toplum bilimi Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane, tradisyon"Şair yeni bir dil yaratabilir ama bunun için gereken gücü gelenekten alır." - N. Ataç
- terbiye
isim Eğitim"Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler." - A. Ş. Hisar
- çeşit
isim Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev"Güçlüğün hiçbir çeşidinden yılmamak, dil arıtıcısı olmanın vazgeçilmez bir koşuludur." - N. Uygur
- Belli bir ruh halini gösteren ifade veya görüntü.
- Bir şeyi yapma veya gerçekleştirme şekli.
- tarz, biçim, yol, davranış, davranış şekli