- küme
isim Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup"Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." - N. Nâzım
- parça
isim Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey"Yolun bu parçası bozuk."
- tutam
sıfat Avuç içi veya parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan"Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler." - R. H. Karay
- tutam
isim, ekonomi Bankacılıkta kullanılan, borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi veya pay, hisse, parti (II), lot
- yığın
isim Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe"Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
- toprak
isim Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü"Kireçli toprak. Killi toprak."
- yumru
isim Yuvarlak, şişkin şey"Alnında bir yumru var."
- atlama
isim Atlamak işi"Acemiliğimi görünce beni atlamaya, oynatmaya kalktılar." - R. N. Güntekin
- sis
isim, coğrafya Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su taneleri veya buhardan oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman"Kalküta'yı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor." - R. H. Karay
- bir araya getirmek
toplamak"Bir ara önümüzden şarkı sesleri geldi." - F. R. Atay
- küp
isim Su, pekmez, yağ vb. sıvıları veya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap"Ahırda kırık bir küpün içine, samanlarla çuvalların altına saklamış, gitti, getirdi." - H. Taner
- küp
isim, matematik Birbirine eşit karelerden oluşan altı yüzlü dikdörtgen, mikâp"Tavla zarı küp biçimindedir."
- blok
isim Kocaman ve ağır kitle
- kabartı
isim Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer"Bunlar biraz eğildikleri zaman cübbelerin arkasında tabanca kabzalarının kabartısı görülür." - F. R. Atay
- balyoz
isim Taş kırma, kazık çakma, duvar yıkma vb. işlerde kullanılan, çok iri, ağır çekiç, varyos
- öbek
isim Küme"Bahçeye iner, bir çiçek öbeğinin dibinde bir hasır iskemleye otururdu." - F. R. Atay
- yığmak
-i, -e Bir tepe oluşturacak biçimde üst üste koymak
- topak
Yuvarlak biçimde olan nesne, toparlak
- yumruluk
isim Yumru olma durumu
- ahmak kimse
- iri parça
- parça, küme, yığın, toprak, yumru, şiş,
- biçimsiz parça
- hantal kimse
- topak topak
- topak yumru
- toptan şey
- yumru gibi
- yumru yumru