- yardım
isim Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu." - E. Şafak
- ortadan kaldırmak
saklamak"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu
- son vermek
bitirmek, sona erdirmek"Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu." - P. Safa
- asansör
isim İnsanları, yükleri bir yapının bir katından ötekine veya yüksek yerlere çıkarıp indiren, elektrikle işleyen araç"Babaevinden kaçan bir kız hınzırlığıyla kat görevlisiyle karşılaşmadan asansöre ulaştım." - T. Uyar
- kaldırmak
-i Bulunduğu yerden almak"Örtüyü masanın üzerinden kaldır."
- yükseltmek
-i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak"Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- çalmak
-i, -e Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay
- aşırmak
-i, -den Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek
- bitmek
nsz Tükenmek"Dün akşam param bitmişti." - S. F. Abasıyanık
- yükselmek
nsz Yükseğe çıkmak"Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti." - N. Cumalı
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- dikmek
-i, -e Bir cismi dik olarak durdurmak"Bir yere direk dikmek."
- feshetmek
-i Verilmiş bir yargıyı kaldırmak, bozmak
- iptal etmek
kullanıştan kaldırmak
- araklamak
-i Çalmak, aşırmak
- kalkmak
nsz Gitmek üzere yerinden ayrılmak"Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız."
- kaldırma
isim Kaldırmak işi"Şimdi yavaş yavaş kendimize geliyoruz ama bir damak kaldırma ameliyesine muhtacız hâlâ." - N. F. Kısakürek
- yürütmek
-i Yürüme işini yaptırmak, yürümesini sağlamak
- yükselme
isim Yükselmek işi, itila"Pencereden çıkıp göğe yükselmeye başladı." - İ. O. Anar
- dağılmak
nsz Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak"Zaten arkadaşlarımın her biri bir yana dağılmıştı," - A. Ümit
- neşe
isim Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret"Zaferin bütün neşesi bu ihtiyarda idi." - F. R. Atay
- yükseltme
isim Yükseltmek işi
- otostop
isim Bir yayanın yoldan geçen bir otomobili durdurarak binmesi ve gideceği yere para vermeden gitmesi
- ferahlık
isim Ferah olma durumu, genişlik, gönül açıklığı"İçimde âdeta bir genişlik, bir ferahlık var." - N. Hikmet
- kaldırma kuvveti
Fizik, Bir sıvının, içine batırılan cisme uyguladığı yukarı doğru olan kuvvettir.
- hırsızlık yapmak
- taşıma kuvveti
- götürge
- kaldırmak, yükseltmek,
- kaldrış
- kaldırmaya uğraşmak
- kaldırıcı kuvvet
- kaldırılacak şey
- yukarı kaldırmak
- yükselme derecesi