Çalmak
anlamı -i, -e 'Çalmak' 1 kelime ve 6 harften oluşmaktadır.
- -i, -e Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay
- Vurarak veya sürterek ses çıkartmak"Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu." - R. E. Ünaydın
- Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak"Fevkalade zekidir, iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır." - R. H. Karay
- nsz Ses çıkarmak, ses vermek"Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir." - R. N. Güntekin
- Atmak, çarpmak, vurmak
- Üzerine sürmek"Ekmeğin üzerine yağ çaldı."
- -i Bozmak, zarar vermek
- -i Kumaşın bir parçasını kesmek
- Madeni oymak, kalemle işlemek
- -e Benzemek, andırmak"Geniş alınlı, kırmızıya çalar, kahverengi saçlı, altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi." - S. F. Abasıyanık
- Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak
- -i Süpürmek, temizlemek"Tozu çalmak."
Çalmak ile ilgi cümleler (0)
"çalmak" ile ilgili cümle görmek istiyorsan, aşağıdaki "Cüme Ekle" butonuna basarak şansını deneyebilirsin.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller'de çalmak -
çalıp çırpmak : hırsızlık yapmak"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay
-
çalma elin kapısını, çalarlar kapını : "kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar" anlamında kullanılan bir söz"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay
-
çalmadan oynamak : çok keyifli ve sevinçli durumda bulunmak"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - F. R. Atay