anlami-nedir.com, nedir, nedemek
Kelime ve Karakter Sayacı

level

Kelimeler > L ile başlayan kelimeler > level nedir ?
level
level, level nedir ,level ne demek
  • düzgün

    sıfat Doğru ve pürüzsüz, muntazam"Ayşe çayı demlemiş, düzgün dilimlerle francala kesiyordu." - C. Uçuk

  • oran

    isim Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo"Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi." - M. And

  • düz

    sıfat Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan"Düz tahta."

  • düz

    isim Düz rakı

  • derece

    isim Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe"Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." - Ö. Seyfettin

  • aşama

    isim Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye

  • dengeli

    sıfat Dengesi olan, muvazeneli, stabil

  • yüzey

    isim, matematik Bir cismi uzaydan ayıran dış ve yaygın bölüm, satıh, yüz (II)

  • dürüst

    sıfat Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse)"Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır." - N. F. Kısakürek

  • eşit

    sıfat Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi"Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler." - S. Birsel

  • kat

    isim Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü"Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık." - S. F. Abasıyanık

  • kat

    isim Kesme, kesilme

  • düzlem

    sıfat Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı

  • zemin

    isim Taban, döşeme, yer"Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı." - M. Ş. Esendal

  • yatay

    sıfat, matematik Durgun bir su yüzeyine veya zemine paralel, düşey doğrultusuna dikey olan, ufki"Sıvıların yüzü hep yatay olur."

  • yükseklik

    isim Yüksek olma durumu"Alçak gönüllü olmak yine yüksekliği artırır." - N. F. Kısakürek

  • düzeltmek

    -i Düzgün duruma getirmek"Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim." - R. N. Güntekin

  • düzey

    isim Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye"Su düzeyi."

  • yıkmak

    -i Kurulu bir şeyi parçalayarak dağıtmak, bozmak, tahrip etmek"Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı." - M. Ş. Esendal

  • nişan almak

    bir hedefi vurmak için ateşli silahlara gerekli doğrultuyu vermek, gezlemek

  • namuslu

    sıfat Ahlak kurallarına uygun olarak davranan, namuskâr"Benim babam namuslu bir vatanperverdi." - A. Gündüz

  • ölçülü

    sıfat Ölçüsü alınmış, ölçülmüş

  • düzleştirmek

    -i Düzleşme işini yaptırmak

  • düzlemek

    -i Düz duruma getirmek, tesviye etmek

  • tesviye etmek

    düzlemek

  • muntazam

    sıfat Düzgün

  • müsavi

    sıfat Eşit"Kendisi için bu budalaların arasında bir dakika geçirmek artık bir asır kaybetmeye müsaviydi." - Ö. Seyfettin

  • seviye

    isim Düzey"Eski güzel sakalını bile birkaç günlük uzunca bir tıraş seviyesine indirmiştir." - R. N. Güntekin

  • aynılık

    isim Aynı olma durumu, özdeşlik, ayniyet

  • dengelemek

    -i Dengeli duruma getirmek

  • muvazeneli

    sıfat Dengeli, ölçülü"Beyaz kalın boynu üzerinde kafası çok muvazeneli, çok yerinde, çok erkek görünüyor." - A. Ş. Hisar

  • tahrip etmek

    yıkmak, kırıp dökmek, bozmak"Ormanları beyhude yere kesilmekten, tahripten kurtaracağım." - S. F. Abasıyanık

  • tesviye aleti

    isim Düzeç

  • ufki

    sıfat, matematik Yatay"Tezini, ufki ve genişliğine değil, bir burgunun açtığı delik gibi derinlemesine almıştır." - N. Hikmet

  • eşitlemek

    -i Eşit duruma getirmek

  • aynı seviyede
  • aynı irtifada
  • aynı seviyeye getirmek
  • bir hizada
  • bir seviyede
  • düz etmek
  • düz yer
  • irtifa sathı
  • taban terazisi
  • yatay hat
  • yüzey, yatay yüzey, düzlük, düz yer,
  • -ing veya -led
  • aynı düzeyde
  • bir seviyeye kaldırmak veya indirmek
  • düz yüzey haline getirmek
  • level
  • müsavi derece. I'll do my level best. Elimden geleni yaparım. on a level with aynı yüzeyde
  • tesviye aleti.
  • yol veya bayırın nispi irtifalarını aletlerle ölçmek
Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş Paylaş

Yeni Bir Kelime Öğren?

  • PS
  • hither
  • annihilation
  • molestation
  • guarantor
  • jounce
  • constabulary
  • surety
  • art lover
  • armistice

anlami-nedir.com'u Türkçe dil araçları sunan bir sözlüktür, yakın zamanda sadece anlamlar değil türkçe ingilizce sözlük, akademik aramalar ve birçok edebi araç ile karşınıza çıkacaktır.

anlami-nedir.com içeriklerini öncelikle TDK'dan sonra ise editörlerin kontrolünden geçirerek sizlere sunmaktadır, eğer bir hatalı kısım gördüyseniz lütfen iletişim'e geçiniz

Sizde Türkçemize katkıda bulunmak ve bilinmiyenleri aktarmak isterseniz editör olup paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yunus Emre : "Biriktirdiğin değil, paylaştığın senindir"

Takip edin

Sitemap Yasal Konular İletişim Hakkında İndeksler Son Eklenenler Kelime Sayacı