- yargı
isim Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm"İlk yargısını ezbere mi verdiğini hâlâ bilmiyorum." - A. Ağaoğlu
- karar
isim Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
- kanı
isim İnanç, düşünce, kanaat"Ahlakın da iyiliğe değil, güce dayandığı kanısındadır." - S. Birsel
- sağduyu
isim Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim"Bu halk çocuğunun sağduyusu, temiz bir yüreği, yiğitliği ve hepsiyle beraber saflığı vardır." - F. R. Atay
- görüş
isim Görme işi
- fikir
isim Düşünce"Bir fikrin münazarasıyla kütüphanesinin önünde sabahladığımız geceler olurdu." - A. H. Müftüoğlu
- düşünce
isim Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea"Bu düşünce ona epeyce azap verdi." - A. Midhat
- eleştiri
isim Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit"Haklarında yazılan yüceltici eleştirileri de tam anladığımı söyleyemem. O zaman biraz komplekse kapılıyorum." - N. Meriç
- yargılama
isim, hukuk Birbirine karşı olan iki tarafı dinleyerek bir yargıya varma, muhakeme
- kaza
isim İstem dışı veya umulmayan bir olay dolayısıyla bir kimsenin, bir nesnenin veya bir aracın zarara uğraması
- hüküm
isim Yargı"Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı." - F. R. Atay
- muhakeme
isim, hukuk Yargılama
- seziş
isim Sezme işi"Çirkinliği sezişim ve düzeltişim o kadar hoşuna gidiyor ki, beni göğsüne basıyor ve iftihar gözyaşları döküyor." - N. F. Kısakürek
- anlayış
isim Anlama işi, telakki"Ama doğrusu Hugo'yu artık uzun uzun okuyamıyoruz, onun şiiri, şiir anlayışı bizden çok uzaklaştı." - N. Ataç
- uslamlama
isim, felsefe Usa vurma"Bu uslamlama karşısında, yerel seçimlerin iktidarı belirleyemeyeceği inancı tümden temelsiz düşmektedir." - M. C. Anday
- Bir adli davadaki ihtilafı çözümleyen ve tarafların hak ve yükümlülüklerini belirleyen, davanın görüldüğü mahkemenin aldığı resmi ve esas karar.
- farketme
- muhakeme kabiliyeti
- muhakeme yeteneği
- yargı, hüküm, karar, doğru düşünüp karar verme yetisi, yargılama, görüş, düşünce, kanı