- yargı
isim Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm"İlk yargısını ezbere mi verdiğini hâlâ bilmiyorum." - A. Ağaoğlu
- karar
isim Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
- kanı
isim İnanç, düşünce, kanaat"Ahlakın da iyiliğe değil, güce dayandığı kanısındadır." - S. Birsel
- düşünce
isim Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea"Bu düşünce ona epeyce azap verdi." - A. Midhat
- kıyamet
isim, din b. (***) Tek tanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, hesap günü, kıyamet günü, mahşer günü
- yargılama
isim, hukuk Birbirine karşı olan iki tarafı dinleyerek bir yargıya varma, muhakeme
- kaza
isim İstem dışı veya umulmayan bir olay dolayısıyla bir kimsenin, bir nesnenin veya bir aracın zarara uğraması
- hüküm
isim Yargı"Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı." - F. R. Atay
- muhakeme
isim, hukuk Yargılama
- bildiri
isim Resmî bir makam, kurum veya resmî olmayan bir örgüt, topluluk tarafından herhangi bir durumu ilgililere duyurmak için yazılan yazı, tebliğ, deklarasyon, manifesto"Akşamüstü salona çıktığında kapının altından atılmış bir bildiri buldu." - Y. Atılgan
- netice
isim Sonuç"Konferansın müspet bir neticeye iktiran etmemiş olduğu malumunuzdur." - Atatürk
- tebligat
isim Bildirim
- Bir adli davadaki ihtilafı çözümleyen ve tarafların hak ve yükümlülüklerini belirleyen, davanın görüldüğü mahkemenin aldığı resmi ve esas karar.
- bir davanın görülmesi
- bkz.judgment
- takdiri ilahi
- temyiz kuvveti
- zannıma göre