- yurt
isim Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan"Türk yurduna Türkiye denir."
- ikametgâh
isim Konut
- ev
isim Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı
- memleket
isim Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke
- vatan
isim Yurt"Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir" - N. H. Onan
- başlangıç
isim Bir iş, bir dönem, bir hayat vb.nin ilk bölümü"Hayatın başlangıcı gibi sonu da bir ninni, masal ve uyku ihtiyacını duyuyor." - A. Ş. Hisar
- bomba
isim Canlı veya cansız hedeflere atılan, içi yakıcı ve yıkıcı maddelerle doldurulmuş, türlü büyüklükte patlayıcı, ateşli silah
- bomba
isim, denizcilik Yan yelkenlerin alt yakasını gerip açmak için kullanılan yatay seren
- yerel
sıfat Yöresel
- konut
isim İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgâh"Kimsenin konutuna dokunulamaz." - Anayasa
- konut
isim, mantık, matematik Ön doğru: Eukleides'in "Bir noktadan bir doğruya ancak bir paralel çizilebilir." yolundaki konutu gibi
- daire
isim Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat"Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş." - H. F. Ozansoy
- ocak
isim Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer"Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar." - Halikarnas Balıkçısı
- aile ocağı
isim Aile bireylerinin karşılıklı dayanışma, sevgi ve saygı içinde birlikte yaşayıp büyüdüğü ortam"Neşeli, memnun bir aile ocağı vücuda getireceğiz." - H. C. Yalçın
- derin
sıfat Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan"Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor." - Ö. Seyfettin
- hedef
isim Nişan alınacak yer, nişangâh
- hane
isim Ev, konut
- yerleştirmek
-e Yerleşmesini sağlamak"Düven tahtasının altına çakmak taşlarını yerleştiriyordu." - C. Uçuk
- iskân etmek
ev, yurt kazandırmak
- alışkın
sıfat Bir şeye veya bir şey yapmaya alışmış olan, alışkan, alışmış
- yuva
isim Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak"Kuşlar yuva, dünyaevi yatak, dünya kapılarında yavrular kundak bekliyordu." - A. N. Asya
- sığınak
isim Yağmur, güneş veya çeşitli tehlikelerden korunmak için sığınılacak yer, melce
- mesken
isim Konut"Bu acayip meskeninde yaz kış kalın kepeneğe sarılmış otururdu." - M. Ş. Esendal
- melce
isim Sığınak, barınak
- özerklik
isim Bir topluluğun, bir kuruluşun ayrı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme hakkı, muhtariyet, otonomi, otonomluk"Bilimsel özerklik. Üniversite özerkliği."
- eve ait
- evde
- eve
- eve doğru
- baba evi
- ev, yuva, kodak ocağı, yurt, vatan, evde, eve, eve ilişkin, yuvayla ilgili, eve özgü, kökene ilişkin, yabancı kökenli olmayan, evde yuapılmış, evde hazırlanmış,
- anayurt üssü
- bazı oyunlarda hedef
- bulunulan yer
- eve ilişkin
- içişlerine ait
- kendi evinde
- memleketinde
- oyunlarda hedefe ait
- rahatınıza bakın
- yurda
- yüreğe işleyen