- yumuşak
sıfat Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı"Pamuk yumuşaktır."
- yumuşak başlı
sıfat Uysal, kolay yola gelen (kimse)"Kadınlara karşı sevecen ve yumuşak başlısınız." - T. Dursun K
- hoş
sıfat Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren"Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı" - Âşık Veysel
- kibar
sıfat Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)"İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum." - Y. Z. Ortaç
- tatlı
sıfat Şeker tadında olan"Tatlı elma. Tatlı nar."
- ince
sıfat Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı"İnce minare. İnce değnek. İnce kitap."
- asıl
isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı"Bir belgenin aslı."
- hafif
sıfat Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı
- soylu
sıfat Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asaletli, asil, kerim"Soylu kişidir, iyi bir öğrenim görmüştür, zekidir, yeteneklidir." - N. Cumalı
- yassı
sıfat Yayvan ve düz"Yassı bir kalpak altında uzun ve sarışın bir yüz, o gün tarihin hatırasına müebbeden aksedip kaldı." - H. S. Tanrıöver
- yavaş
sıfat Hızlı olmayan, ağır, çabuk karşıtı"Yavaş bir yürüyüş."
- mutedil
sıfat Ilımlı"O, tarafsızlığın mutedil duygularından ziyade taraftarlığın şiddetli hırslarından zevk alırdı." - A. Ş. Hisar
- yavaş yavaş
zarf Yavaş bir biçimde, ağır ağır, adım adım, aheste aheste, aheste beste, sepil sepil"Yaptıkları işin akışından, gözleri yavaş yavaş ışıklarını buluyor, ruhlarının başıboş heyecanı duruluyor, çerçeveleniyor." - N. Hikmet
- nazik
sıfat Başkalarına karşı saygılı davranan"Seçilmişlik duygusu insanları birbirine yakınlaştırdığından içeride herkes birbirine karşı son derece nazikti." - E. Şafak
- aheste
sıfat Yavaş, ağır
- uysal
sıfat Başkalarına kolayca uyabilen, sözlerini dinleyip karşı gelmeyen, yumuşak başlı"Kadın uysal olduğu zaman kuvvetlidir." - A. Gündüz
- şefkatli
sıfat Sevecen"Fazla şefkatli bir ana baba elinde bin türlü nazla büyüdü." - Y. K. Karaosmanoğlu
- hoşgörülü
sıfat Hoşgörüsü olan, hoşgörüyle davranan, hoşgörü sahibi, müsamahalı, toleranslı"Neyse ki Salâh Birsel dünyanın en hoşgörülü, en alçak gönüllü sanatçısı..." - S. İleri
- anlayışlı
sıfat Anlayışı olan, ferasetli, izanlı, zeki
- tedricî
sıfat Derece derece, yavaş yavaş olan
- nezaket
isim Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik
- tatlılıkla
zarf Tatlı dille, anlayışla, hoşgörü göstererek, iyilikle"Hayriye Hanım kocasını tatlılıkla yola getiremeyeceğini anladığı için birdenbire isyan bayrağını açtı." - R. N. Güntekin
- şefkat
isim Sevecenlik"Hâlbuki Türk mazisi, o devirlerin idrakine göre şefkatin, merhametin yüzlerce abidesini vücuda getirmiştir." - H. S. Tanrıöver
- ıIımlı
- ince, kibar, nazik, tatlı, yumuşak, hafif, yavaş
- yumuşak huylu
- şefkatle