- ek
isim Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça"Yazının ekleri."
- daha
zarf Henüz"Anne leylek, bir serseri kurşunla daha o sabah ölmüştü." - İ. O. Anar
- başka
sıfat Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge"Başka bir şeyi daha aklıma iyice sokuyordum." - A. Kutlu
- öte
isim Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera"Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü." - R. E. Ünaydın
- gelecek
isim Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati"Bir eser bırakmadan geleceğe yadigâr / Bırakmışım kime ne, bırakmasam ne zarar" - E. B. Koryürek
- ileri
isim Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
- destek olmak
güç sağlamak, yardımcı olmak
- ayrıca
zarf Ayrı olarak, başkaca, antrparantez"Adamın biri, el yüz yıkamak için odaya bir leğenle ibrik getirmiş, ayrıca bir tepsi de kahvaltılık yiyecek hazırlamıştı." - İ. O. Anar
- kolaylaştırmak
-i Kolay bir duruma getirmek, güçlükleri ortadan kaldırmak"Tatbikatınızı kolaylaştıracak bir kitap herhâlde." - E. İ. Benice
- sonraki
sıfat Sonra olan
- ilerletmek
-i İlerlemesini sağlamak, ilerlemesine yol açmak"İşte o gün bugündür ahbaplığı ilerlettik." - N. Hikmet
- fazladan
zarf Alışılana ek olarak, alışılandan çok, bol bol, çok çok"Beş dakika bile fazladan kaldığı da olmamıştı." - E. Şafak
- geliştirmek
-i Gelişmesini sağlamak, gelişmesine yol açmak
- kaldı ki
bundan başka, bununla birlikte"Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı." - T. Buğra
- üstelik
isim Üste verilen şey, fark"Saatimi bu kalemle değiştirdim, bin lira da üstelik aldım."
- bir de
ve olana katarak, fazladan
- dahası
isim Fazlası, ilavesi
- ileriye
- önümüzdeki
- ilâveten
- bundan başka
- daha fazla daha öte ayrıca
- daha uzak
- ilave olunan
- uzaktaki
- ötedeki