-
ileri uç : isim, spor Futbolda ileri hat, forvet
-
ileri görüş : isim Daha sonra olabilecekleri düşünme işi, vizyon"Bu bölgedeki ulusların el ele hareket etmesi gereğini keskin ileri görüşü ile o sezdi ve İkinci Balkan Birliği konferansını 1931'de İstanbul'da topladı." - H. Taner
-
ileri vites : isim Vitesteki dişlilerden otomobilin ileri gitmesini sağlayan dişli
-
ileri geri : sıfat Ayrıntıları düşünülmeyen"Haydi kızım, haydi işine. Böyle ileri geri sözlerle kendini de beni de iyi saatte olsunların hışmına uğratacaksın." - H. R. Gürpınar
-
ileri karakol : isim, askerlik Keşif ve gözetleme amacıyla sınıra yakın, en uç noktada bulunan birlik
-
ileri gelen : isim Bir topluluğun önemli, sözü dinlenir, saygın kişisi
-
ileri gözetleyici : isim, askerlik Düşman birliklerini bulunduğu noktadan gözetleyerek bombardımanın başarılı yapılması için gerekli koordinatları veren kişi
-
ileri teknoloji : isim Yüksek teknoloji
-
ileri almak : öne almak
-
ileri atılmak (veya çıkmak) : öne doğru çıkmak
-
ileri geçmek : öne geçmek
-
ileri (veya ileriye) gitmek : söz ve davranışta ölçü dışına çıkmak, gereksiz, aşırı davranışta bulunmak
-
ileri varmak : ileri gitmek
-
ileri götürmek : bir durum veya davranışta ölçüyü aşmak
-
ileri sürmek : öne doğru yürütmek
-
ilerisine gitmek : bir işin sonuna kadar gitmek
-
ileriyi görmek : uzağı görmek