- yer
isim Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal
- durum
isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - R. N. Güntekin
- temel
isim Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü"Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." - H. E. Adıvar
- hâl
isim Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet"Herkes hâline göre bir hediye verdi." - H. R. Gürpınar
- mevki
isim Yer, mahal"Gelibolu civarında Akbaş mevkisinde bir cephane deposu vardı." - Atatürk
- ilişki
isim İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas"Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı." - H. E. Adıvar
- esas
isim Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
- yekun
Hukuk, toplam
- ayak basacak yer
- basılan yer
- temel ayağı
- ayak basacak sağlam yer, basılan yer, temel, esas, karşılıklı ilişki, insan ilişkileri, durum, hal,
- taban. on a better footing than ever araları her zamankinden daha iyi.