- yol
isim Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
- politika
isim Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü, siyaset, siyasa"Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır." - Anayasa
- yardımcı
isim Yardım eden veya gerektiğinde yardım edecek olan kimse vb., muavin, muin, yaver, asistan"Ev işlerinde annemin yardımcısı yine bendim." - A. Ağaoğlu
- akıllı
sıfat Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil"İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı." - Y. Z. Ortaç
- uygun
sıfat Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar
- yerinde
sıfat İyi, yeterli"Binbaşı uzun boylu, ince yapılı, uzun kır bıyıklı, yaşlı ise de gücü yerinde, her işe eli yatan bir adam." - M. Ş. Esendal
- çare
isim Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu"Teklif ettiği çare ise şiddetli ve semereli bir tedbir olmaktan çok uzaktı." - N. F. Kısakürek
- elverişli
sıfat Uygun, müsait"Halim'e, içinde bulunduğu zor ve ezici durumdan kurtulmak için bundan daha elverişli bir fırsat çıkmazdı." - A. İlhan
- münasip
sıfat Uygun, yerinde"Bizim bu dünyadaki hayatımız da bir çileden ibaret olduğu düşünülecek olursa en münasip çilenin de burada olması icap ediyordu." - A. H. Çelebi
- yararlı
sıfat Yarar sağlayan, yararı olan, yarayışlı, faydalı, nafi, avantajlı"Anlattıklarınız benim için çok yararlı." - A. Ümit
- muvafık
sıfat Uygun"Böyle bir teklifi kabul etmek kolay ve muvafık değildir." - Atatürk
- çözüm
isim Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal"Ayrıca olasılıkları azaltmak da bir anlamda çözüme yaklaşmak demektir." - A. Ümit
- kestirme
isim Kestirmek işi
- avantajlı
sıfat Yararlı
- uygun olarak
- bir işi doğru veya haklı olup olmadığına bakmadan yürütme. expediently münasip şekilde
- doğru yolu aramadan istenilen sonucu elde etmek için en kolay yolu teşkil eden
- tedbir. expediency yarar veya amaca erişmek için başvurulan çare
- uygun olarak.
- uygun, yerinde, yararlı, umar, çare, yol, önlem
- yararlı uygun çare