- kapı
isim Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı"Çıtalarla yapılma telli bir kapı koymuşlardı ortasına." - C. Uçuk
- ağız
isim, anatomi Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ
- ağız
isim Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü
- giriş
isim Girme işi"Hattın hizmete girişinden az sonra savaş başladı." - A. Kutlu
- giriş kapısı
isim Yapılarda içeri girmek için kullanılan kapı"O anda giriş kapısında bulunan adamların okkalı küfürleri, şiddetli şaplaklarla ansızın kesiliyor ve acı feryatlarına karışıyordu." - İ. O. Anar
- giriş ücreti
isim Tiyatro, sinema, stadyum vb. yerlere girmek için ödenen ücret, girmelik, duhuliye"Parklarını bir giriş ücreti karşılığı halka açmakla bakım masraflarını çıkarmaya uğraşmaktadırlar." - F. R. Atay
- duhuliye
isim Giriş ücreti"On kuruş duhuliyeyi toslayıp o da içeri girdi." - H. Taner
- hücum
isim Saldırı"Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı" - Y. K. Beyatlı
- saldırış
isim Saldırma işi"Her türlü saldırış ve sataşma sahneleri gene eksik değildi." - F. R. Atay
- methal
isim Bir yapının giriş yeri, giriş, antre"Methalin solundaki ocaklı bir salon mahkemelik ederdi." - F. R. Atay
- antre
isim Giriş"Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar." - A. M. Dranas
- girme
isim Girmek işi"Bu iyi bir şeydi ama yine de benim yüzümden böyle bir duruma girmesini istemiyordum." - A. Kutlu
- büyülemek
-i Büyü ile etki altına almak, efsunlamak, afsunlamak
- giriş müsaadesi
- giriş yeri
- giriş yeri, kapı, antre, girme, giriş, giriş hakkı, özünden geçirmek, büyülemek, esritmek
- kendinden geçirmek
- vecit haline koymak