- damga
isim Bir şeyin üzerine bir nişan, bir işaret basmaya yarayan araç
- mühür
isim Bir kimsenin, bir kuruluşun adının veya unvanının tersine kazılı bulunduğu, metal, lastik vb.nden yapılmış araç, damga, kaşe
- ağız
isim, anatomi Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ
- ağız
isim Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü
- çatlak
sıfat Çatlamış olan"Çatlak bardak."
- vuruş
isim Vurma işi"Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var." - P. Safa
- yarık
isim Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak"Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk." - A. Gündüz
- kesme
isim Kesmek işi"Bir dönem, içkiyi haftalarca tamamen kesmeyi başardığım için, ondan sonra içtiğim her kadeh, bir adım gerilemek demekti." - E. Şafak
- balta
isim Ağacı kesme, yarma, yontma vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç
- çene
isim Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını sağlayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad"Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha aç
- Darbe
Askerî darbe, bir ülkede silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koyması. Hükûmetlerin, ekonomik ve sosyal sorunları çözmekte başarısız oldukları iddiası, cuntacılar tarafından askeri darbelerin başlıca sebebi olarak gösterilir.[1] Zaman zaman ordu tarafından hükûmetlere verilen muhtıralar da darbe benzeri sonuçlar doğurabilir.Darbeciler genellikle ordunun yapacakları eyleme karşı tarafsız kalmasını fırsat bilerek iktidarı ele geçirerek, lideri devirir; radyo, TV gibi iletişim kanallarını işgal ederek hükûmet daireleri üzerinde otorite kurar; elektrik santralleri gibi temel altyapı tesislerini ve birçok kurumu kontrol altına alır.
- dilimlemek
-i Dilimlere ayırmak, dilim dilim etmek
- doğramak
-i Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak"Ekmeği, bir sütçü dükkânının köpürmüş inek sütüyle dolu kâsesine doğrayacağım." - S. F. Abasıyanık
- öldürmek
-i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel
- parçalamak
-i Parçalara ayırmak, bütünlüğünü bozmak, parça parça etmek"Biraz iyi bakınca gördüm ki kuş, yılanı parçalayıp yiyor." - M. Ş. Esendal
- kesmek
-i Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak"İpi kesmek."
- yarmak
-i Uzunlamasına bölüp ayırmak"Odunu yarmak."
- kıymak
-i Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak"Eti kıymak."
- dilmek
-i Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek"Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim." - A. Gündüz
- pirzola
isim Kasaplık hayvanda omurganın iki yanındaki bölge"Koyun pirzolası. Kuzu pirzolası. Sığır pirzolası."
- baltalamak
-i Balta ile kesmek
- Tenis, Omuz hizasına gelen toplara yukarıdan aşağıya kesilerek vurulması.
- çatlak.
- altetmek
- ani ısırma
- ağzı ile yakalamak
- kesici darbe
- kesme işi
- mühürlü imtiyaz
- Hindistan'da mühür
- Hindistan’da mühür
- birdenbire söylemek
- birdenbire söylemek.
- birdenbire ve şiddetle hareket etmek
- birinci kalitede
- birinci kalitede.
- darbe parça pirzola