- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- soğuk
sıfat Isısı düşük olan, sıcak karşıtı"Bu el soğuktu ve titriyordu." - P. Safa
- sessiz
sıfat Sesi olmayan, ses çıkarmayan"Işık bol, sofra açık, kadehler pırıl pırıl / Bak, sessiz adımlarla yaklaşıyor yeni yıl / Omzuma koy başını bir gül hafifliğiyle" - H. F. Ozansoy
- soğukkanlı
sıfat Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse), serinkanlı, itidal sahibi"Atatürk, gündelik politika işlerinde, işte böylesine soğukkanlı, telaşsız, hesaplı ve hatta hoş görür bir insandı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- huzur
isim Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç"Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz." - N. F. Kısakürek
- rahat
isim İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
- aheste
sıfat Yavaş, ağır
- asude
sıfat Rahat, sakin"Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde." - Y. K. Beyatlı
- sakin
sıfat Hareket etmeyen, kımıldamayan
- durgun
sıfat Sakin"Deniz masmavi, hava durgun, her taraf ılıktı." - R. H. Karay
- teskin etmek
acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırmak, dindirmek"Ev sahibi erkek beni, kadın da onu teskine uğraşıyordu." - B. Felek
- yatıştırmak
-i Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak"Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı."
- huzurlu
sıfat Huzuru olan, rahat"Beni orada sıcak bir yuva, huzurlu konuklar, mutlu bir kadın bekliyor." - R. Mağden
- gürültüsüz
sıfat Gürültüsü olmayan"Hamit'in bir özelliği de gürültüsüz yerde çalışamamasıdır." - S. Birsel
- öldürmek
-i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel
- sakinleştirmek
-i Sakinleşmesini sağlamak, sessiz, dingin bir duruma getirmek
- dindirmek
-i Dinmesini sağlamak"En büyük bahtiyarlık yasını dindiremez / Baba, benim kalbime sensiz kimse giremez" - F. N. Çamlıbel
- dingin
sıfat Sakin, durgun"Çevredeki çınarlar, dingin bir gariplik içinde, ağır ağır, tek tek yapraklarını dökerdi." - A. İlhan
- dinginlik
isim Dingin olma durumu, durgunluk, sükûnet"Ortalık hızla ama insanı hoş tutan bir dinginlik, içini rahatlatan bir uysallıkla kararıyor." - A. İlhan
- sükunet
Kur’an-ı Kerim, Durgunluk, dinginlik, sessizlik, huzur, rahat, dinme, yatışma.
- sakinleşmek
nsz Yatışmak, durgun duruma gelmek, durgunlaşmak, dinginleşmek"Deniz sakinleşti."
- sakinlik
isim Sakin olma durumu, durgunluk, sessizlik, dinginlik, sükûnet"Ağaçlar, çimler, çiçekler, ikindi güneşinin sakinliği içindeydiler." - Ç. Altan
- dinmek
nsz Sona ermek, bitmek, durmak"Gözyaşlarım dindi, ferahladım, eski hayatıma kavuştum." - Y. K. Beyatlı
- durgunluk
isim Durgun olma durumu"Bana göre ölümün en büyük vasfı durgunluk, hareketsizliktir." - N. Hikmet
- sessizlik
isim Ortalıkta gürültü olmama durumu, sükût"Bilmez yalnız yaşayanlar / Nasıl korku verir sessizlik insana" - O. V. Kanık
- yatışmak
nsz Hızı, etkisi azalmak, aşırılığı geçmek"Vapurun gürültüsü büsbütün yatıştı." - R. H. Karay
- altetmek
- heyecan göstermeden
- rüzgarsız