-
rahat duruş : isim, spor Alıştırmalar arasında dinlenmek için eller arkaya dik olarak birleştirilmiş, bacaklar önde veya yana yarım adım duruşunda vücudun aldığı gevşek durum
-
rahat döşeği : isim Ölüyü kaldırıncaya değin içinde yatırdıkları döşek"Talihsiz hatun odasında, rahat döşeğinde mi can vermiş?" - H. R. Gürpınar
-
rahat rahat : zarf Kolaylıkla"Yabancı dostlarıyla her konuyu rahat rahat tartışabiliyordu." - H. Topuz
-
rahat bırakmak : işine karışmamak
-
rahat bırakmamak (veya vermemek) : tedirgin etmek
-
rahat durmak : yaramazlık etmemek veya kımıldamamak
-
rahat etmek : sıkıntısız durumda olmak, ferahlanmak, dinlenmek
-
rahat kıçına batmak : bulunduğu rahat durumun değerini bilmemek
-
rahat olmak : üzüntülü, sıkıntılı veya tedirgin durumda olmamak
-
rahat yüzü görmemek : hiç rahat etmemek
-
rahata ermek : rahatlamak
-
rahata kavuşmak : rahatlamak
-
rahatı kaçmak : rahatsız, tedirgin olmak, üzülmek
-
rahatına bakmak : hiçbir şeye aldırış etmeyerek rahatını sağlamaya çalışmak