- sözleşme
isim Sözleşmek işi
- uyum
isim Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk"Gerçekten de sonsuz bir sessizlik, bir uyum, bir şiir sarmıştı ortalığı." - N. Araz
- ahenk
isim Uyum"Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı." - M. C. Kuntay
- birlik
isim Tek, bir olma durumu, vahdaniyet"Tanrı'nın birliğine inanır."
- birleşme
isim Birleşmek işi"Gurbet duygusu sevgi ile ayrılık ve birleşme özlemini bir araya getirir." - M. Kaplan
- huzur
isim Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç"Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz." - N. F. Kısakürek
- teslim etmek
bir şeyi sahibine vermek
- ahenk vermek
düzeni, uyumu sağlamak"Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı." - M. C. Kuntay
- uygunluk
isim Uygun olma durumu, yakışık, mutabakat, mukarenet
- pazarlık
isim Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- uygun olmak
isabetli, yerinde olmak"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar
- bahsetmek
-den Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak"Annesine eziyet ettiğine inandığı babasından fazla bahsetmek istemediğini sezdim." - A. Kabaklı
- telif etmek
uzlaştırmak
- izin vermek
birini bir şey yapmada serbest bırakmak"Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim." - A. Kabaklı
- istek
isim Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk"Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu." - Ç. Altan
- çıkmak
-den İçeriden dışarıya varmak, gitmek"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - F. R. Atay
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- uymak
-e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."
- ittifak
isim Anlaşma, uyuşma, bağlaşma
- ittihat
isim Birleşme, birlik kurma, bir olma
- uyma
isim Uymak işi, intibak, riayet, tebaiyet, tevafuk"Bu karşılaştıklarına uyma yeteneği, en çok kocasıyla ilişkilerinde görünüyordu." - N. Cumalı
- akort
isim, müzik Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılan ayar, düzen
- uyuşma
isim Uyuşmak (I) işi
- kontrat
isim, hukuk Sözleşme"Onunla, kontratı imzalamaya geldiğim zaman tanıştım." - A. Ağaoğlu
- anlaşma
isim Anlaşmak durumu"Konuşmadan başka anlaşma aracı yok mu?" - N. Uygur
- uzlaşma
isim Uzlaşmak durumu, uyuşma (II), uzlaşı, uzlaşım, mutabakat, konsensüs"Yoksa mutlu bir şansla bir uzlaşma olacak, bu da yumuşak bir tasfiyeye imkân bırakacak mıydı?" - T. Buğra
- mukavele
isim, hukuk Sözleşme"Meşhur aktör davet edilmiş hatta mukavelesi bile yapılmak üzere imiş!" - H. F. Ozansoy
- mutabakat
isim Uzlaşma
- itilâf
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Anlaşma, uyuşma, uzlaşma.
- akor
isim, müzik Üç veya daha çok sesin bir arada tınlaması
- mutabık olmak
aralarında anlaşmazlık olmamak, anlaşmak"Cadde açılmadan evvel mutabıklarının harabeleriyle henüz bir duvarı duruyordu." - A. H. Çelebi
- uzlaştırmak
-i Uzlaşmalarını sağlamak"Onlar da iki tarafı uzlaştırmak için son defa arabuluculuğa koşuyorlardı." - A. N. Karacan
- müsaade etmek
- uyum sağlamak
- yerleþtirmek
- kendi rızası ile
- mahkeme haricinde uzlaşma
- uygunluk, mutabakat, anlaşma, akort, uyuşturmak