-
beşibirlik : isim Kadınların süs için takındıkları, beş tam altının bir arada bulunduğu süs eşyası, beşibiryerde, beşibirarada
-
hava birliği : isim, askerlik Hava kuvvetleri içinde yer alan, savunma, ulaştırma, uçak bakımı vb. görevleri olan askerî birlik
-
günübirlik : zarf Gece kalmadan aynı gün dönmek üzere, günübirliğine"Akrabalarından birinin evine günübirlik misafirliğe gitmişlerdi." - O. C. Kaygılı
-
evlilik birliği : isim, hukuk Karı ve kocadan oluşan topluluk
-
din birliği : isim, din b. (***) Aynı din etrafında oluşturulan inanç gücü
-
üç birlik kuralı : isim, tiyatro Klasik tiyatroda yer, zaman ve konu birliğini esas alan kural
-
söz birliği : isim Ağız birliği
-
güç birliği : isim Mevcut maddi ve manevi imkânların bir araya toplanmasıyla ulaşılan dayanışma
-
iş birliği : isim Amaç ve çıkarları bir olanların oluşturdukları çalışma ortaklığı, teşrikimesai"Yaşları otuzu geçmemiş olmak şartı ile her çeşit grupla iş birliğine hazırdılar." - H. Taner
-
el birliği : isim Bir iş yapmak için birleşme, beraberlik, dayanışma"Yeni tiyatro binası projesini el birliğiyle şimdilik bir tarafa bıraktırdık." - R. N. Güntekin
-
oy birliği : isim Bir toplantıda oylamaya katılan bütün üyelerin aynı yönde oy kullanmış olması durumu"Kararın oy birliği ile alınması gerekiyordu." - T. Buğra
-
çıkarma birliği : isim, askerlik Deniz kıyısında çıkarma harekâtı yapmak üzere eğitilmiş, özel yapılmış hafif ve küçük teknelerden kurulmuş askerî birlik
-
dağ birliği : isim, askerlik Dağ şartlarına göre eğitilmiş askerî birlik
-
görüş birliği : isim Aynı görüş ve düşüncede olma
-
acemi birliği : isim, askerlik Acemi askerlere eğitim yaptırılan yer
-
dil birliği : isim Lehçe ve ağız farklarını gidererek aynı dili kullanan toplumlar arasında ortak bir yazı dilinde ve alfabede birleşilmiş olma durumu
-
zırhlı birlik : isim, askerlik Hareket yeteneği yüksek, ateş gücüne sahip, zırhla korunan savaş araçlarıyla donatılmış silahlı kara kuvveti, zırhlı güç, zırhlı kuvvet
-
ırk birliği : isim, toplum bilimi Irk esasına dayalı birlik
-
mal birliği : isim, hukuk Hukuk bakımından karı ve kocanın mallarının bir bütün sayılması
-
ağız birliği : isim Bir konuda anlaşarak aynı biçimde konuşma, söz birliği
-
gönül birliği : isim Duygusal anlaşma
-
gümrük birliği : isim, ekonomi Belli ülkeler arasında gümrük vergilerini kaldıran, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulamalarını öngören ekonomik bütünleşme
-
varlık birliği : isim, felsefe Yaratılanla yaratanın bir oluşunu, tek kaynaktan geldiğini savunan tasavvuf görüşü, vahdetivücut
-
ihtiram birliği : isim, askerlik Tören birliği
-
kader birliği : isim İyi ve kötü günleri, aynı sonu paylaşma durumu
-
mekanize birliği : isim, askerlik Savaş ve ulaştırma araçlarıyla donatılmış birlik
-
şirketler birliği : isim, ekonomi Uluslararası kuruluşların ve bazı hükûmetlerin iktisadi ve mali yardımları yürütmek üzere oluşturdukları geçici yardım kurulu, konsorsiyum
-
tören birliği : isim, askerlik Devlet büyüklerini, yüksek makamlardaki kumandanları karşılamak ve uğurlamakla görevli birlik, ihtiram birliği, ihtiram kıtası
-
yüklem birliği : isim, dil bilgisi Yüklem grubu
-
paraşüt birlikleri : isim, askerlik Paraşütçü birlikler
-
iş birlikli : sıfat İş birliği ile, ortaklaşa yapılan
-
birlik olmak : bir işi yapmak için anlaşmak"Tanrı'nın birliğine inanır."
-
birlikten kuvvet doğar : "toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar" anlamında kullanılan bir söz"Tanrı'nın birliğine inanır."