-
aksakal : isim Köyün veya mahallenin ihtiyar heyetinde olan kimse
-
çember sakal : isim Yuvarlak bir biçimde kesilmiş sakal
-
kaba sakal : sıfat Gür ve geniş sakallı
-
top sakal : isim Çene bölgesinde yusyuvarlak düzeltilip kesilmiş olan, uzun ve gür sakal
-
çatal sakal : isim Çatal biçiminde ikiye ayrılmış sakal"Sağ eliyle çatal sakalının birini bırakıp birini tutuyordu." - Ö. Seyfettin
-
erkeçsakalı : isim, bitki bilimi Keçisakalı
-
keçisakalı : isim, bitki bilimi Ladengillerden, çayırlarda, nemli yerlerde yetişen, yaprakları mızraksı ve çizgili, çiçekleri mavimtırak veya mor renkte bir tür laden bitkisi, keçisedefi (Cistus creticus)
-
tekesakalı : isim, bitki bilimi Birleşikgillerden, kökleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki (Tragopogon porrifolius)
-
sakal fırçası : isim Sakalı taramak, düzeltmek için kullanılan fırça
-
değirmi sakal : isim Değirmi bir biçimde kesilmiş sakal
-
didon sakal : isim Yalnız çenede olan sivri sakal
-
keçi sakal : sıfat Sakalı yalnız çenede sivri ve seyrek olarak bulunan (kimse)
-
köse sakal : isim Çok seyrek sakal
-
sakal bırakmak (veya koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak) : sakalını tıraş etmeyip büyütmek"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay
-
sakal oynatmaz : ağızda eriyecek kadar olgunlaşmış (yemiş, yiyecek)"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay
-
sakalı bitmek : bir iş sürüncemede kalmak"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay
-
sakalı değirmende ağartmamak : yıllar pek çok deneyim kazandırmış olmak"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay
-
sakalı ele vermek (veya kaptırmak) : başkasının sözünden çıkmayacak bir duruma düşmek"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay
-
sakalı saydırmak : saygınlıktan düşmek"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay
-
sakalına ak (veya kır) düşmek : sakalı ağarmaya başlamak, yaşlanmak"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay
-
sakalım yok ki sözüm dinlensin : "ancak yaşlı kimselerin söz ve öğütleri dinlenir" anlamında kullanılan bir söz"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay
-
sakalına kar yağmak : sakalı aklaşmaya başlamak"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay
-
sakalına göre tarak vurmak : birinin hoşlanacağı biçimde konuşmak veya davranmak"Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." - F. R. Atay