- surat
isim Yüz (II)"Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu." - A. İlhan
- ayak
isim, anatomi Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
- adım
isim Yürümek için yapılan ayak atışlarının her biri
- yürüyüş
isim Yürüme işi"Ordu arızalı fakat kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı." - F. F. Tülbentçi
- gidiş
isim Gitme işi"Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi." - N. Cumalı
- örnek olmak
davranışlarıyla başkasını heveslendirmek"Mehmet Akif'in yetişmesi, gençlere bir örnek olarak anlatılmaya layıktır." - İ. A. Gövsa
- hız
isim Çabukluk, sürat"Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır." - F. R. Atay
- yürümek
nsz Adım atarak ilerlemek, gitmek"Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." - H. Taner
- gezinmek
nsz Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek"Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu." - P. Safa
- adımlayarak ölçmek
- adımlayarak ölçülmüş
- hatve
- rahvan yürüyüş
- adım yürüyüş
- adım, yürüyüş, sürat, hız, ağır ya da düzgün adımlarla yürümek, adımla ölçmek, adımlamak, koşu ya da yürüyüş hızını belirlemek
- ağır ve düzenli adımlarla yürümek
- belirli bir düzene sokmak
- bir a dımda katedilen mesafe
- izniyle
- rahvan gitmek
- spot koşu süratini tayin etmek. peced rahvan yürüyüşlü
- yürüyüş sürati. keep pace with ayak uydurmak. put one through his paces bir kimsenin kabiliyetini denemek. set the için pace yarış veya yürüyüşte sürati tayin etmek
- örnek olan kimsenin yardımı ile yapılmış.
- örnek olmak.