-
ne var ne yok : her şey"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne altını bırakmak ne üstünü : bir şeyin veya yerin her tarafını karıştırmak, dolaşmak vb"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne dağda bağım var ne çakaldan davam : "tuttuğum bir taraf yok ki ona saldıranların karşısında olayım" anlamında kullanılan bir söz"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne kokar ne bulaşır : "kimseye iyiliği de dokunmaz, kötülüğü de" anlamında kullanılan bir söz"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne od var ne ocak : "yoksulluk ve perişanlık içinde" anlamında kullanılan bir söz"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne olur ne olmaz : "her ihtimali düşünmek gerekir" anlamında kullanılan bir söz"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne hesaba gelmek ne de kantara : elle tutulur olmamak, tutarlı ve sağlam görünmemek"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne sakala minnet ne bıyığa : "insan en yakın akrabalarından bile yardım istemeyerek kendi imkânlarıyla yetinmelidir" anlamında kullanılan bir söz"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne şeytanı gör ne salavat getir : gücünün yetmediği işe kalkışmamayı, kalkışılırsa da başkalarından medet ummamayı anlatmak için söylenen bir söz"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne şiş yansın ne kebap : "iki taraf da gücendirilmesin veya korunsun" anlamında kullanılan bir söz"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı
-
ne yârden geçilir ne serden : "insan ne kendinden ne de sevdiklerinden kolay kolay vazgeçemez" anlamında kullanılan bir söz"Günlerce ne gördüm ne de bir kimseye sordum." - Y. K. Beyatlı