-
yan bakmak : beğenmeyerek veya düşmanca bakmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yan basmak : bir işte aldanmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yan çizmek : bir işten kaçmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yan gelip oturmak (veya yatmak) : yan gelmek"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yan gelmek : bir işe karışmayarak rahatına bakmak, keyfince yaşamak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yan gözle bakmak : yan bakmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yan pala Zeydün : birinin, yeni bir durum karşısında ne yapacağını kestiremeyerek şaşkınlık geçirdiğini anlatmak için kullanılan bir söz"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yan tutmak : taraflardan yalnızca birini desteklemek, yansız davranmamak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yan yatmak : yana doğru çok eğilmek"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
-den yana : için"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
-den yana çıkmak : birinin yanlısı olmak, birini tutmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
-den yana olmak : birinin tarafını tutmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yanına almak : yanında çalıştırmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yanına bırakmamak (veya koymamak) : cezasız bırakmamak, öç almak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yanına kâr kalmak : cezasız kalmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yanına salavatla varılmaz : çok pahalı olan şeyler için kullanılan bir söz"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yanına salavatla yaklaşılmak : birinin yanına korkarak, çekinerek gitmek"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yanına yaklaştırmamak : birinin veya bir şeyin kendi yakınına gelmesine izin vermemek"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yanına kalmak : yanına kâr kalmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
-
yanında olmak : desteklemek, yardımcı olmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal