-
küçük gezegen : isim, gök bilimi Bilinen dokuz büyük gezegene göre çok küçük olan gezegen
-
küçük Hindistan cevizi : isim, bitki bilimi İki çeneklilerden, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç (Myristica frangrans)
-
küçük ad : isim Ön ad
-
küçük boy : sıfat Normal ölçülerden daha küçük"Sonraki gün harçlıklarını birleştirip demirciden büyük boy kırk beş ve küçük boy iki yüz çivi aldılar." - İ. O. Anar
-
küçük parmak : isim Serçe parmak
-
küçük abdest : isim İdrar
-
küçük dalga : isim, fizik Orta dalga
-
küçük hanım : isim Evin kızı veya genç gelini"Küçük hanımların bayram hediyesi zevklerinin bütün incelikleriyle uygun olacaktır." - H. Z. Uşaklıgil
-
küçük harf : isim, dil bilgisi Büyük harfin küçük yazılan türü, minüskül
-
küçük mevlit ayı : isim Kamer takviminin dördüncü ayı, rebiyülahir
-
Küçükayı : özel, isim, gök bilimi Göğün Kuzey Kutbu bölgesinde, Büyükayı'nın tersi durumda bir takımyıldız, Dübbüasgar
-
küçük orta : isim, spor Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri
-
küçük önerme : isim, felsefe, mantık Bir tasımda, küçük terimi taşıyan öncül, minör
-
küçük sesli uyumu : isim, dil bilgisi Küçük ünlü uyumu
-
küçük tansiyon : isim, tıp (***) Kalbin gevşemesi sırasında ölçülen kan basıncı
-
küçük terim : isim, mantık Bir tasımda, vargının konusu olan terim
-
küçük tövbe ayı : isim Kamer takviminin altıncı ayı, cemaziyelahir
-
küçük dil : isim, anatomi Damağın arkasında bulunan dile benzer küçük uzantı
-
küçükbaş : isim Kasaplık hayvanlardan koyun ve keçiye verilen ortak ad
-
Küçük Asya : özel, isim Anadolu
-
küçük ay : isim Şubat ayı, gücük ay
-
küçük bey : isim Evin küçük erkek çocuğu
-
küçük burjuva : isim Gelir düzeyi düşük şehirli halk"Nihat Bey sürekli yükselmek isteğiyle yanıp tutuşan, alaturka bir küçük burjuvadır." - S. İleri
-
küçük çaplı : sıfat Değeri ve ağırlığı az
-
küçük çapta : sıfat Belirli bir ölçüde
-
küçük kan dolaşımı : isim, tıp (***) Çeşitli organlardan gelen toplardamarların kanı sağ kulakçık ve sağ karıncığa taşıması, oradan da atardamarlarla kanın akciğerlere ulaştırılması ve oradan sol kulakçığa taşınması düzeni
-
küçük karga : isim, hayvan bilimi Karga cinsi bir tür kuş
-
küçük köprü : isim, spor Vücudun, sırt yere dönük olarak avuçlar ve dizler üstünde dayalı ve gergin bulunduğu durum, el diz köprüsü
-
küçük kumru : isim, hayvan bilimi Kumru cinsi bir tür kuş
-
küçük martı : isim, hayvan bilimi Martı cinsi bir tür kuş
-
küçük sakarca : isim, hayvan bilimi Sakarca cinsi bir tür kuş
-
küçük şalgam : isim, bitki bilimi Turpgillerden, çiçekleri kokulu, tohumlarından ışık araçlarında ve sabun yapımında kullanılan bir yağ çıkarılan, kolzaya benzeyen bir bitki, yağ şalgamı (Brassica rapa)
-
küçük ünlü uyumu : isim, dil bilgisi Türkçe bir kelimede düz ünlülerden (a, e, ı, i) sonra düz ünlülerin, yuvarlak ünlülerden (o, ö, u, ü) sonra dar yuvarlak (u, ü) veya düz geniş (a, e) ünlülerin gelmesi, küçük sesli uyumu: Evler. Etek. Salkımlar. Ördek, Okul, Sucuların gi
-
sonsuz küçük : isim, matematik Sıfıra eşit olmamak şartıyla, herhangi bir sayıdan daha çok sıfıra yakın olabilen değişken
-
büyüklü küçüklü : zarf Büyük küçük hepsi bir arada
-
küçük dağları ben yarattım demek : çok böbürlenmek, kibirlenmek"Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı." - A. Kutlu
-
küçük düşmek : değeri veya onuru sarsılmak"Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı." - A. Kutlu
-
küçük düşürmek : değerini veya şerefini sarsmak"Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı." - A. Kutlu
-
küçük görmek : değer, önem vermemek"Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı." - A. Kutlu
-
küçük köyün büyük ağası : büyüklük taslayanlar için söylenen bir söz"Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı." - A. Kutlu
-
küçük oynamak : kumarda az para ile oynamak"Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı." - A. Kutlu
-
küçükle küçük, büyükle büyük olmak : her yaştaki kişilere karşı dostça, arkadaşça davranmak"Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı." - A. Kutlu