-
kendi ağzıyla tutulmak : suçu, yalanı veya iddiasının yanlışlığı kendi sözüyle ortaya çıkmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi âlemine dalmak : çevre ile ilgisini kesip iç dünyasına kapanmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi ayağı ile gelmek : kendi isteğiyle gelmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi derdine düşmek : kendi sorunu sebebiyle başka şeyle ilgilenememek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi düşen ağlamaz : "kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz" anlamında kullanılan bir söz"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi göbeğini kendi kesmek : gereksinim duyduğu yardım, başkalarınca esirgendiğinde işini kendi görmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi gölgesinden korkmak : çok korkak olmak, bir sakınca söz konusu olmayan işlere girişmekten bile korkmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi havasında gitmek (veya olmak) : yalnız başına, istediği gibi davranmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi hesabana çalışmak : uğraştığı işi sadece kendisi için yapmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi içine çekilmek : başkasıyla ilişki kurmamak, yalnız başına kalmak, inzivaya çekilmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi kabuğuna çekilmek : kabuğuna çekilmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi kanatlarıyla uçmak : hiç kimsenin desteği veya yardımı olmaksızın yaşamak veya bir işi olumlu sonuca ulaştırmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi keyfine gitmek : isteğine uygun davranmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi köşesinde yaşamak : yalnız başına yaşamak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi kendini didiklemek : kendi kendini harap etmek, üzmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi kendini yemek : açığa vurmadan içten içe üzülmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi kuyusunu kendi kazmak : kendine zarar verecek davranışta bulunmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi söyler kendi dinler : "ne söylediği anlaşılmaz, söylediği şeylere önem verilmez" anlamında kullanılan bir söz"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi üstüne yormak : alınmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendi yağıyla kavrulmak : elinde bulunanla geçinip kimseye muhtaç olmamak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendimi bildim bileli : öteden beri, eskiden beri"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendinde olmamak : bilinci, aklı yerinde olmamak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendinde toplamak : kendi üzerinde bulundurmak, kendi varlığı içinde yer almasını sağlamak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendinden geçmek : bilinci işlemez olmak, kendini kaybetmek, bayılmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendine dert etmek : bir şeyi üzüntü konusu yapmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendine gel! : "aklını başına topla" anlamında kullanılan bir uyarma sözü"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendine gelmek : ayılmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendine hisse çıkarmak : ders almak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendine kıymak : kendini öldürmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendine mal etmek : benimsemek veya saymak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendine (veya herhangi bir şeye) ... süsü vermek : gerçeğe aykırı olarak kendisinde veya herhangi bir şeyde üstün bir nitelik ve değer varmış gibi göstermek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendine yedirememek : başkasının kendisine yaptığı işi, onur kırıcı sayarak tepki ile karşılamak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendine yontmak : çıkan her fırsattan yararlanarak hep kendi çıkarını sağlamak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini ağır (veya ağırdan) satmak : nazlanmak, gönülsüz davranmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini alamamak : istemeyerek bir işi yapma durumuna girmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini ateşe atmak : bile bile tehlikeli bir işe girişmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini avutmak : oyalanmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini beğendirmek : başkalarına hoş, iyi, yetenekli görünmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini beğenmek : başkalarını küçümseyerek kendini üstün görmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini bırakmak : kendine özen göstermemek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini bilmek : aklı ve muhakemesi yerinde olmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini bir şey sanmak : kendini olduğundan çok değerli görmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini bir yerde bulmak : farkında olmadan bir yere ulaşmış olmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini bulmak : kişilik kazanmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini dağıtmak : farklı işlerle aynı anda uğraşmaktan kötü durumda olmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini dev aynasında görmek : kendini olduğundan çok üstün görmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini dinlemek : hastalık kuruntusu içinde bulunmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini dirhem dirhem satmak : çok nazlı davranmak, ağırdan almak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini düşünmek : daima kendi çıkarını kollamak, bencil davranmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini ele vermek : yaptığı bir davranış veya söylediği bir sözle kendi suçunu ortaya çıkarmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini fasulye gibi nimetten saymak : kendini çok önemli biri gibi görmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini göstermek : beğenilecek niteliklerini ortaya koymak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini harap etmek : sıkıntı veya üzüntüden perişan olmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini hissettirmek : varlığını belli etmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini kapının dışında bulmak : kovulmak, işten atılmak, bir yerden istenmeden uzaklaştırılmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini kaptırmak : bir şeyin etkisinden kurtulamayacak duruma düşmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini kaybetmek : bayılmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini (kapıp) koyuvermek : kendine özen göstermemek, kötümser olmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini matah sanmak : kendini olduğundan daha fazla değerli kabul etmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini naza çekmek : istekli olduğu hâlde yapmacıklı hareketlerle isteksiz gibi davranmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini paralamak : çok çaba ve özen göstermek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini satmak : kendisinde olmayan iyi nitelikleri varmış gibi göstermek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini sıkmak : kendini zorlamak, çaba göstermek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini sıyıramamak : kurtulamamak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini sokağa (veya dışarı) atmak : sıkıntıdan dolayı rahatlamak amacıyla açık havaya çıkmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini tartmak : ne durumda olduğunu öğrenmek için kendini yoklamak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini (veya birini) temize çıkarmak (veya çıkartmak) : hukuk aklandırmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini toparlamak (veya toplamak) : herhangi bir konuda eskiden kötü olan durumunu düzeltmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini tutamamak : bir durum karşısında sessiz ve heyecansız kalamamak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini tutmak : kendine hâkim olmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini vermek (veya vurmak veya çalmak) : bir şeye bütün varlığıyla bağlanmak, başka her şeyle ilgisini kesip tek şeyle aşırı ölçüde ilgilenmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini yemek : açığa vurmadan gizli gizli üzülmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini yiyip bitirmek : kendi kendini yemek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini yoklamak : duygu, düşünce ve beden bakımından kontrol etmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
-
kendini aşağı (veya küçük) görmek : kendini başkalarından değersiz görmek"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan