-
kara kalem : isim Resim yapmada kullanılan kömür kalem
-
bir kalem : sıfat Aynı, benzer, tek tür
-
kalemtıraş : isim Kurşun kalemlerin ucunu açmak için kullanılan türlü biçimlerdeki keski, kalem açacağı
-
ceffelkalem : zarf Düşünüp taşınmadan, bir çırpıda"Avrupalılar, bir şiirimiz olduğunu bilmezler ve Türk'ün bu bahiste de kabiliyetini ceffelkalem inkâr ederler." - Y. K. Beyatlı
-
çalakalem : zarf Gelişigüzel, durmadan yazarak"Delegasyonumuz aleyhine çalakalem bir polemiğe girişmiş bulunuyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
-
bacakkalemi : isim, anatomi Kaval kemiği
-
kalem açacağı : isim Kalemtıraş
-
kalem aşısı : isim Ucu kalem gibi kesilmiş çubukla yapılan ağaç aşısı
-
kalem beyi : isim Kalem efendisinden daha üst görevli"Bu kumral saçlı, şişman bir kalem beyi idi." - Ö. Seyfettin
-
kalem efendisi : isim Kalemde çalışan görevli yazman
-
kalem erbabı : isim Yazar
-
kalem işi : isim Elle yontularak veya çizilerek yapılan iş
-
kalem kalem : zarf Parça parça, bölüm bölüm
-
kalem kaşlı : sıfat İnce ve düzgün kaşlı
-
kalem kavgası : isim Yazılarıyla birbirine sataşma, polemik
-
kalem kömürü : isim İyi cins mangal kömürü
-
kalem kulaklı : sıfat Kulakları dik ve düzgün (at, geyik vb.)
-
kalem kutusu : isim İçine kalem konulan küçük kutu, kalemlik
-
kalem parmaklı : sıfat Parmakları uzunca, düzgün ve buruşuksuz (kimse)
-
kalem pil : isim İnce, uzun ve küçük pil
-
kalem sahibi : isim Yazı yazma konusunda gücünü kanıtlamış olan kimse
-
kalem savaşçısı : isim Yazılarıyla sürekli olarak başkalarına saldıran yazar, kalemşor"Onun çıkardığı Yarım Ay'da yine pırıltılı, hücumcu yazıları ile güçlü bir kalem savaşçısı kesildi." - H. Taner
-
kalem şuarası : isim Divan şiiri tarzından etkilenen okuryazar halk şairi
-
dolma kalem : isim İçine mürekkep doldurularak kullanılan yazı kalemi"Sağ elinin parmakları arasındaki siyah renkli, şık bir dolma kalem var." - A. Ümit
-
kamış kalem : isim Yazı yazmak için kullanılan ince kamıştan yapılmış kalem"Masasında eski biçim hokkalar, kamış kalemler vardı." - Ç. Altan
-
kömür kalem : isim Resim çizerken kullanılan, taflan çubuklarından yapılan kalem, füzen
-
kurşun kalem : isim İçi grafitli, yazısı kolayca silinebilen, değişik biçimleri olan bir kalem türü"O da eline bir kurşun kalem alıp bir gün önceden içinde kalmış ne şikâyet varsa yazardı kabuğun üstüne." - E. Şafak
-
pastel kalem : isim Boya maddelerinin katı bir hamur olana kadar tebeşir ve suyla karıştırılmasıyla oluşturulan, çubuk biçiminde boya, pastel boya, pastel
-
özel kalem : isim Kamu veya özel sektördeki üst düzey yöneticinin görüşmelerini düzenleyen, gizlilik derecesi bulunan yazışmalarını yapan kimse
-
sabit kalem : isim Kopya kalemi
-
tükenmez kalem : isim Ucunda küçük bir bilyesi bulunan ve içi özel bir mürekkeple dolu ince bir borucuktan oluşan kalem türü, tükenmez
-
çamur kalemi : isim Heykeltıraşların çamura biçim verme sırasında kullandıkları şimşir araç
-
çelik kalemi : isim Her türlü metal, tahta ve taşları kesme, oyma ve yontma işlerinde çekiçle vurarak kullanılan, çelikten yapılmış, keskin uçlu alet
-
divan kalemi : isim, tarih Sadrazam buyruklarının ve fermanlarının yazıldığı yer
-
dudak kalemi : isim Rujun daha kalıcı olmasını sağlayan ve dudak çizgilerini belirlemeye yarayan kalem
-
faz kalemi : isim Priz, dağıtma tabloları vb. yerlerde gerilim bulunup bulunmadığını anlamaya yarayan araç
-
harcama kalemi : isim Muhasebe işlemleri içinde en fazla satın alınan maddelerin bütünü
-
heykelci kalemi : isim Heykelcilerin taş, kil, alçı vb. gereçleri biçimlendirmek için kullandıkları kesici, düzeltici ve yontucu araç
-
kalafat kalemi : isim, denizcilik Kalafatçının kalafat yapımında veya onarımında sökme, kesme, açma işlerinde kullandığı araç
-
kontrol kalemi : isim Herhangi bir elektrik devresinin açık veya kapalı olduğunu içine yerleştirilmiş küçük bir lambanın yanıp sönmesiyle gösteren, ucu tornavidalı, kalem biçiminde araç
-
kopya kalemi : isim Yazısı kopya kâğıdıyla birkaç kâğıda birden çıkan sert, mor renkli bir kalem türü, sabit kalem
-
kalem açmak : kalemin ucunu yontup kullanılabilecek bir duruma getirmek"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kalem çekmek : gereksiz olduğunu belirtmek için üstünü çizmek"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kalem kırmak : hukuk idam kararı verildiğinde bir daha idam kararı imzalamamak için hâkim kalemini kırmak"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kalem oynatmak : yazı yazmak"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kaleme almak : bir konuyu yazı durumuna getirmek, yazıyla anlatmak"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kaleme gelmek : yazılabilmek veya anlatılabilmek"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kaleme (veya kaleme kâğıda) sarılmak : yazmaya başlamak"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kaleminden çıkmak : herhangi biri tarafından yazılmak"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kaleminden kan damlamak : yazıları acı ve dokunaklı olmak"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kalemine dolamak : herhangi bir konuyu sürekli olarak yazmak"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay
-
kalemiyle yaşamak (veya geçinmek) : geçimini yazılarıyla sağlamak"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." - F. R. Atay