-
hesap açmak : gereğinde çekilmek üzere bankaya yatırılan para için işlem yapmak
-
hesap çıkarmak : alacakla vereceği kâğıt üzerinde karşılaştırmak
-
hesap etmek : bir işin kazancıyla giderini karşılaştırarak bir sonuca varmak
-
hesap görmek : alacakla vereceği karşılaştırıp ödeşmek
-
hesap kesmek : ilişiğini kesmek
-
hesap sormak : bir konuda açıklama ve savunma istemek, sorumlu tutmak
-
hesap tutmak : alışverişle ilgili sayıları bir yere yazmak
-
hesap (veya hesabını) vermek : bir işin sorumluluğunu yüklenmek
-
hesaba almak : göz önünde bulundurmak
-
hesaba almamak (veya katmamak) : önem vermemek
-
hesaba çekmek : bir kişiden, bir kuruldan yaptığı işler için açıklama ve savunma istemek
-
hesaba dökmek : sayıyla ilgili bir konuyu açıklığa kavuşturmak için kâğıt üzerinde hesaplamak
-
hesaba gelmez : sayılamayacak kadar çok
-
hesaba katmak : dikkate almak, göz önünde bulundurmak
-
hesaba katılmamak : göz önüne alınmamak
-
hesabı kapamak : alacak verecek bırakmamak
-
hesabı kapatmak : her türlü ilişkiyi bitirmek, sona erdirmek
-
hesabı temizlemek : borcunu ödemek
-
hesabı yok : sayılamayacak kadar çok, sayısız
-
hesabını almak : bir iş sonunda hakkını almak
-
hesabını bilmek : tutumlu olmak
-
hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır ne masat : "hesabını bilmeyen kişi elinde, avucunda bulunan işe yarar şeyleri de ziyan eder" anlamında kullanılan bir söz
-
hesabını görmek : alacağını verip ilişiğini kesmek
-
hesapta olmamak : daha önce düşünülen şeylerin dışında olmak