- delik
isim Dar, küçük açıklık"Anahtar deliği karanlıktı, içeriden belli belirsiz sesler geliyordu." - Y. Atılgan
- hava deliği
isim Bir şeyin içindeki havanın yenilenmesine yarayan delik
- ağız
isim, anatomi Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ
- ağız
isim Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü
- yarık
isim Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak"Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk." - A. Gündüz
- göstermek
-i Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek"Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi."
- kıç
isim Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, kaba but, popo, makat
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- havalandırmak
-i Kapalı bir yerin pencere ve kapılarını açarak havalanmasını sağlamak"Odanın penceresini açıp bir süre içerisini havalandırdı." - Y. Atılgan
- ifade etmek
anlatmak"Bu kitabın bende hazin bir intiba bıraktığını söylersem yanlış bir ifadede bulunmamış olurum." - A. H. Çelebi
- açma
isim Açmak işi
- menfez
isim Girecek veya geçecek yer, delik"Atılan gülle ve lağımlardan kale duvarlarında geniş menfezler açıldı." - O. S. Orhon
- yırtmaç
isim Çoğunlukla etek, paça veya kol yeninde, dikilmemiş uzunca açıklık
- mahreç
isim Çıkış yeri, çıkak
- nefeslik
isim Hava alma yeri, hava deliği"Bir vapur ocağı başında çalışan ateşçilere taze deniz havası ulaştıran nefeslikler gibi ferahlatmasa." - R. H. Karay
- çıkak
isim Çıkılacak yer, çıkıt, mahreç
- çıkıt
isim Çıkak
- hayvan kıçı
- dışarı salıvermek
- belirtmek. give vent to açığa vurmak. He vented his fury on the dog öfkesini köpekten çıkardı.
- top falyası