- bir
isim Sayıların ilki
- bir tane
sıfat Bir adet
- tek
sıfat Eşi olmayan, biricik, yegâne"Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir." - Y. Z. Ortaç
- tek
sıfat Sessiz, hareketsiz, uslu
- özgü
sıfat Birine, bir şeye ait olan, öze, has, mahsus"Bu, içinde doğduğu, geliştiği, biçim kazandığı topluma özgü dildir." - N. Uygur
- mükemmel
sıfat Kusursuz"Sesinizin tonalitesi mükemmel." - N. Hikmet
- özgün
sıfat Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal, ibdai"Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik." - N. Cumalı
- biricik
sıfat Eşi, benzeri, ikincisi olmayan ve çok sevilen, tek, yegâne"Onun derslerinde biricik zaman ve mekân ölçüsü diyalogdur." - N. F. Kısakürek
- yegâne
sıfat Biricik, tek"Yegâne emelim, kızımın bir hanımefendi olarak yetişmesidir." - A. İlhan
- eşsiz
sıfat Eşi benzeri olmayan veya eşi benzeri görülmemiş olan"Senin için, köyden fışkıran eşsiz bir zekâ diyorlar." - N. F. Kısakürek
- emsalsiz
sıfat Eşsiz, eşi benzeri olmayan, bir benzeri daha bulunmayan"Yüzünde, bakışlarında, her konuya göre değişen emsalsiz bir ifade kudreti vardı." - Y. Z. Ortaç
- nadir
sıfat Seyrek, az bulunur"Bazı nadir inciler, elmaslar vardır ki onların biri yalnız saltanat tacı olabilir." - A. H. Müftüoğlu
- benzersiz
sıfat Benzeri olmayan, eşsiz"Samimi bir kalabalık, zamanımıza ziynet olan benzersiz şairi görmekten, dinlemekten âdeta sarhoştu." - A. Kabaklı
- müstesna
sıfat Bir bütünün veya kuralın dışında olan
- tek biricik
- yegâne, tek, biricik, nadir, az bulunur, eşsiz